menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (82)

16 0
10.07.2025

Camekân, kıymetli hâtıralarla dolu

“General Karabekir’e kıymetli hatıraları ihtiva eden cümekânını işaret ederek:

‘- Bunlar hakkında izahat rica edebilir miyim?’ dedim. ‘Her birinin kendine göre birer güzel hikâyesi olacağını tahmin ettiğim bu yadigârlar nelerdir?’

“Ciddiyetle ayağa kalkarak köşedeki camekâna doğru yürüdü. Derhal kendisini takib ettim. Cebinden bir anahtar çıkararak açtı:

‘- Bunlar, dedi, benim çocukluk zamanımdan başlıyarak yakın vakitlere kadar toplayıp sakladığım, kendi hayatımla alâkadar şeylerden bazıları.’

“Çocukluk zamanı derken gözüme sırmalı bir cüz kesesi ilişti.

‘- Bununla mektebe başlamış olacaksınız? dedim.

‘- Evet… Bu cüz kesesi ağabeyimle beraber mektebe başladığım zaman müştereken kullandığmız kesedir. (Sonra hafifçe gülümsiyerek:) Ve tuhaf bir hatırası da vardır: Ağabeyim yedi yaşında idi. Mektebe başlıyacaktı. Ben de küçük olmaklığıma rağmen -herhalde masraftan tasarruf için olacak- ailemiz, her ikimizi de beraber başlatmayı düşünmüş. Ben, o zamanın asker çocuklarından birçoğunda görüldüğü gibi zabit [zâbit] üniforması giyinmiş, küçük bir kılıç takınmış olduğum halde ağabeyimin yanında yer almıştım. Vaktaki mektebe gittik, ilk ders başladı. Ben isyan ettim. Asla hocaya uymuyor, okumak istemiyordum. Annem müdahale etti. Üzerime düştüler. Hayır… İsyanda devam ediyordum. Bir aralık hocanın ısrarı o kadar ileri vardı ki, ben kızarak kalpağımı başımdan çıkarıp hocanın suratına attım. (General Karabekir, küçük Karabekir’in bu hareketinden hiç hoşlanmamış gibi hafif bir üzüntü hissile:) Sebeb de neydi biliyor musunuz? Benim de bir kitabım ve cüz kesem olmaması! Mevcud cüz kesesinin ağabeyime tahsis edildiğini söylemiştim. Esasen mektebe başlatılan da o idi. Ben sadece onun yanına katılmıştım. Ayrıca kendime aid ananevî ziyneti bulunmıyan o merasime tâbi olmayı bir türlü nefsime yedirememiştim. İşte o günkü kavgamızın mevzuu olan cüz kesesi budur!’

“Hiddetlenmemeyi öğrendim”

“Büyücek sırmalı keseye bir müddet baktıktan sonra hayalimde canlanmış (Küçük Karabekir) den süratle bugünküne geçip:

‘- Ve bu hâdisenin hayatınızda ne gibi bir tesiri oldu? dedim. Ondan sonra yine kızmakta devam ettiniz mi? Sizi kızdıran vak’alar karşısında ne yolda hareket edersiniz?’

‘- O ilk hâdise, filhakika benim hayatımda mühim bir tesir yapmıştır. Mektebe başladığım günden sonra artık evde ne zaman hiddet eseri göstersem, (Aman, derlerdi, şimdi........

© Milat