Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (76)
Duâ ve tevekkülün hak̆îk̆î mâhiyeti
Şu husûsa da çok dikkat etmek lâzımdır ki Dirâyetci Müslümanlığın en hâs bir temsîlcisi olan Mehmed Âkif’te, duâ, derhâl İlâhî yardımı celbeden, dilenen şeyin gerçekleşmesini sağlıyan -âdetâ- bir sihirli formül değildir. Duâ, bir işi başarmak için, gönülden Kâinâtın Rabb’ine yönelerek, O’na olan Îmânından kuvvet alarak, bu sûretle O’nun Rızâsını kazanacağını ümîd ederek canla başla çalışma, gayret gösterme fermânıdır, bu inanc ve azmin ifâdesidir. Hâlbuki Müslümanların büyük ekseriyeti, sâdece duâ etmekle, o “duânın kuvvetiyle” dileklerinin tahakkuk edeceğini, kendisinin, Sünnetullâh’a uygun şekilde, esbâba tevessül ederek, azimle, canla başla gayret etmesine lüzûm olmadığını zannetmektedir. Rahmetli, Fâtih Kürsüsünde isimli Yedinci Safahât’ında, Müslümanların bu hâlini şiddetle hicveder ve hakîkî “tevekkül”ün (dolayısıyle “duâ”nın) ne olduğunu îzâh eder:
“Ekilmeden biçilen tarla nerde var? Göster!”
“ ‘Çalış!’ dedikce Şerîat, çalışmadın, durdun; / Onun hesâbına birçok hurâfe uydurdun! / Sonunda bir de ‘tevekkül’ sokuşturup araya, / Zavallı Dîni çevirdin onunla maskaraya! / Bırak çalışmayı, emret oturduğun yerden, / Yorulma, öyle ya, Mevlâ ecîr-i hâsın iken! [“Ecîr-i hâsın”: sâdece sana çalışan ücretlin, hizmetkârın.] / Yazıp sabahleyin evden çıkarken işlerini; / Birer birer oku tekmîl edince defterini… / ‘Bütün o işleri Rabb’im görür; vazîfesidir!’ / Yükün hafîfledi… Sen şimdi doğru kahveye gir! / […] Biraz da saygi gerekdir… Ne saygısızlık bu! / Hudâ’yı kendine kul yaptı, kendi oldu Hudâ! / Utanmadan da ‘tevekkül’ diyor bu cür’ete, ha! / […] Bütün Evâmire îlân-ı harb eden şu sefîh, / Mükellefiyeti Allâh’a eyliyor tevcîh! / Görür de hâlini insan, fakat, bu derbederin, / Nasıl günâhına girmez tevekkülün, kaderin? / Sarılmadan en ufak bir işinde esbâba, / Muvaffak̆iyyete imkân bulur musun acabâ? / Hamâkatin aşıyor hadd-i îtidâli, yeter! / Ekilmeden biçilen tarla nerde var? Göster! / ‘Kader’ senin dediğin yolda Şer’a........
© Milat
