Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (68)
Rahmetli Prof. Dr. Yahya Sezai Tezel: “Rahşan Ecevit Bir Azîze Değildi!”
A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde, 1992-1993 Ders Yılı Bahar Döneminde, “Genel İktisat Tarihi” dersinde talebesi olduğum kıymetli İk̆tisâd Prof. Dr. Yahya Sezai Tezel Hocamın (Trabzon, 1941 – Ankara, 19.10.2022, Muğla, Marmaris, Bozburun Mez.) Rahşan Ecevit’in vefâtı vesîlesiyle kaleme almış olduğu ibretâmîz makâleyi aynen iktibâs ediyorum:
“Rahşan Ecevit'in toprağa verildiği gün yoğun bir "vah zavallı milletim" duygusu yaşadım. Bir ata sözümüz var: ölünün arkasından kötü konuşulmaz. Ama toplumların, ülkelerin, başka insanların kaderini etkilemiş insanların arkasından "olumsuz" bir değer yüklü bir kelime kullanmazsanız bu taktirde "tarih" yazılamaz.
“Ben hiç kimsenin ölümü karşısında sevinebilecek bir yapıya sahip değilim. Rahşan Ecevit'in ölümüne de sevinmem mümkün değil. Öyle bir yapım yok. Ama bir millette olan biteni bütünüyle gerçeklikten saptırma özelliği adeta bu milletin insanlarının DNA'sına işlemiş ise, o milletin insanlarının başlarının beladan kurtulması çok ama çok zordur. Rahşan Ecevit'in ölümünün toplumsal zihinde tasarlanma ve takdimi meselesi bu zor yazıyı yazmamı gerektirdi. Gerektiriyor.
“Rahşan Ecevit bir azize değildi. İyi huylu, sosyal ilişkileri güçlü biri değildi. Kendisini tanıdım. Bir ölçüde tanıdım. Ama onu ve eşi Bülent Ecevit'i çok yakından tanıyan dört kişiyi tanıdım. Nilüfer Arıak, Işın Çelebi, Haluk Özdalga ve Şerif Mardin.
“Rahşan Ecevit ile Bülent Ecevit ilişkisi de dünyaya örnek gösterilecek bir aşk ilişkisi değildi. CHP'nin yönetimine yansıyan dışsallaşmış hali ile içinde yoğun bir karşılıklı bağımlılık ve buna eşlik eden bir gerilim ve çatışma ilişkisi idi. Size benim ve Nisa'nın tanığı olduğumuz bir tespiti aktarmakla yetineceğim. CHP'de Bülent Ecevit'in, Bilsay Kuruç ve benzerleri ile oluşturduğu Marksist kadronun lehine, Genel Sekreter Orhan Eyüpoğlu ve Genel Sekreter Yardımcısı Ali Topuz'u ve birçok başka üst düzey CHP yöneticisini tasfiye ettiği günlerdi. Yıllarca CHP'de çalışmış, vekillik, bakanlık, Meclis Başkan vekilliği yapmış Nermin Neftçi bize çay içmeye gelmişti. Üç kişiydik, Nermin Hanım, Nisa ve Ben. Dedikodu baldan tatlıdır. Sohbet Bülent ve Rahşan Ecevit arasındaki ilişkiye, Rahşan Hanımın Bülent Beyi mi etkilediği yoksa Bülent Beyin Rahşan Hanımı olumsuzlukların kaynağı gibi göstererek kullanmakta olduğuna mı geldi? Ve Nermin Hanım bir örnek olay etrafında bu ilişkinin marazi bir kişilikler karışması olduğunu anlattı. Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplanacaktır. Genel Başkan beklenmektedir. Orhan Eyüpoğlu telefonla, parti görevlileri aracılığıyla evde karı koca arasında çanakların tabakların fırlatıldığı bir kavga yaşanmakta olduğunu öğrenir. Nermin Hanımı yanına alır, birlikte Ecevit'lerin Oran'daki evlerine giderler. Rahşan Hanımı sakinleştirirler. Bülent Beyi alıp Partiye dönerler. Toplantı üç saat sonra başlar. Nermin Hanım bir de, bir zamanlar yakın arkadaşım olan çok genç yaşta milletvekili seçilip, Büyük Şehir Belediye başkanı olmuş Ali Dinçer’le birlikte Orhan Eyüpoğlu, Ali Topuz'a yakın durarak siyaset yapmakta olan Semih Eryıldız, Ecevit'in sözünü ettiğim tasfiyeyi yaptığı Kurultay'da Semih Eryildız'ın mutlaka kitap haline getirilip yayınlanması gereken önemli konuşması sırasında Rahşan Ecevit'le ilgili bir tanıklığını anlatmıştı o gün. Rahşan Hanım Semih Eryıldız'ın ağır eleştiriler getirip meydan okuduğu konuşması........
© Milat
