Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (65)
“Tanrı sözlü bir timsal”
Hatırlanacağı vechiyle, Araştırmamızın işbu 2. Fasl’ına, onun “Atatürk’e Sesleniş” başlıklı şiirinden birkaç putperestâne mısrâ naklederek başlamıştık: “Adın besmeledir her işimizde! […] Yarın bir iskelet olsak mezarda, / ‘Atatürk’ çığrışır kemiklerimiz; / Nimetinle dolu iliklerimiz!”
Onun şiir külliyâtı arasında buna benzer birçok şiir, pek çok mısrâ vardır. Birkaç nümûneyle iktifâ ediyoruz:
“Atatürk’ü Dinlerken / … Aslan, insan ve Tanrı bir arada bu başta...”
“O, İhtilâl Bayrağı […] Işık saçlı, gök gözlü, Tanrı sözlü bir timsal; / Sivas'tan Ankara'ya geldi Mustafa Kemal. […] Ona ta can evinde yer vermeli insanlar; / Osmanlı anlayamaz onu, ancak Türk anlar! […] Şarklılık, Osmanlılık, gerilik bir tarafa! / Garplı kafa, Türk gönül, ak alın, olgun kafa… […] Atatürk! Burçlarında bekliyoruz biz nöbet; / Bizce birdir seninçin yaşamak, ölmek; emret! / Emret: Kanı çekilmiş damarlarla dolaşalım! / Bir ân senin izinden saparsak kahrolalım!”
“Anıtkabr’e gidip de yürekten baş eğmeyen / Günü gelir çarpılır, düşer, yere serilir!”
“On Kasım Mektupları […] Diz çök Anıtkabr’in mermerlerine, / Herkesi kıskanıp küsen sevdiğim!
Mustafa Kemal'in neferiyim ben; / Haklısın kölesi desen, sevdiğim! […] 4- YENİ MİLLETVEKİLLERİNE / Haklısınız, bir büyük millete vekilsiniz; / Göğsünüz, kıvanç dolu, gerildikçe gerilir… / Bilin ki Atatürk'ün kurduğu Ankara'ya / Atatürk'ün yolundan yürünerek girilir! / Anıtkabr’e gidip de yürekten baş eğmeyen / Günü gelir çarpılır, düşer, yere serilir! / Bir avuç yobaz için, bir sürü cahil için / Devrimi çiğneyecek ayak varsa, kırılır! / Bir de bakarsınız ki her meydanda bir kere / Her genç Türkte bir kere bir Atatürk dirilir! / Bir an unutmayın ki Atatürk ülkesinde / Ahiretten önce de Yüce Divan kurulur!”
“Kaç yıldır türkçeydi tanrının dili”, “Her an yaratıyor, yaratıyordu”, “Fânî olmasaydı o da tanrıydı”
“Mâbûd”unun vefâtı üzerine yazdığı “İzinde…” başlıklı tapınış şiiri de, 12 Kasım 1938 târihli Ulus’un 5. sayfasında neşredilmişti. Fotoğrafını Araştırmamıza dercettiğimiz bu şiirinin aşağıdaki mısrâları, sâdece onun değil, bütün bir Kemalist Totaliter Zihniyetin aynasıdır:
“Kaç yıldır türkçeydi tanrının dili; / İnsana ne ilâh ne de sevgili / Ne de ana-baba aratıyordu: / Her an yaratıyor, yaratıyordu. / Birlikti gönüller ona iymanda, / O ateş yanardı her damla kanda, / Yolumuzda öncü, ışık, hızdı o, / Elimizden tutan babamızdı o. / Ana şefkatiyle seven ilk erdi, / Damarlarda kandı gözlerde ferdi, / Tekdi hepimizdi, bizdendi bizdi, / O bizim başımız herşeyimizdi… / Ecel, alçak ecel; ne yüzle kıydı / Fani olmasaydı o da tanrıydı; / Gerçi et-kemikdi onun da dışı / Amma semalara denkdi bakışı, / Saçları alevdi, ruhu alevdi, / Bütün dünya onu tanıyıp sevdi / Dünya baştanbaşa ona hayrandı; / O eşi bir daha gelmez insandı, / 40.000 yıldanberi aranan sancak… / Ağlar bir babanın ardından, ancak / Bir-iki çocuğu, nihayet beş-on; / Biz şimdi öksüzüz on yedi milyon, / Kadın-erkek, yaşlı-genç, çoluk-çocuk, / Her göz kan içinde, her beniz uçuk; / Hıçkırık boradır, seldir gözyaşı; / Bugün yere eğik her türkün başı… / Ağartan tek ışık bu karagünü / Senin aziz başın sadık İnönü… İlh…”
“İliklerine kadar Kemalist” bir Zındık şâirin dilinden Laiklik Zihniyeti
17 Kasım ilâ 4 Aralık 1947 târihlerinde Ankara’da yapılan CHP’nin Yedinci Kurultayı’nda, İstanbul Milletvekîli........
© Milat
