menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

​YAHÛDİLİK-MASONLUK MÜNÂSEBETİ…

18 20
01.11.2024

Mustafa Kemâl, Vahîdeddîn Han’ın “Sevr Muâhedesi”ni tasdîk ettiğini iddiâ ediyor

Yine Mustafa Kemâl’in hilâf-ı hakîkat iddiâsına nazaran, aslında ne Vahîdeddîn, ne de Fransa tarafından tasdîk (ratifié) edilmediği için (ki, aksi iddiâ ediliyorsa, imzâlı, tasdîkli nüshanın ibrâz edilmesi lâzımdır), beynelmilel hukûk noktainazarından keenlemyekûn hükmünde olan “Sevr Muâhedesi”ni, “İngilizlerin kölesi” (Tarih IV 1934: 62) “hâin Pâdişâh ve Hükûmeti” kabûl ve tasdîk etmişler, lâkin “Türk milletini kendinde tecessüd ettiren Mustafa Kemâl” (Tarih IV 1934: 16), –tâbir câizse- onu yırtıp atmıştır:

“Türklerin idam kararnamesi mahiyetinde olan bu muahedenameyi Osmanlıların Padişahı ve bütün islâmların halifesi Sultan Mehmet Vahdettin ile onun veziriazamı Damat Ferit Paşa kabul ettiler, ve bir araya topladıkları İstanbulun ‘ricali devletine’ de kolaylıkla tasdik ettirdiler; mahvolmamak istiyen, Anavatanını her türlü fedakârlığa katlanıp müdafaaya karar veren Türk milletine de bu esaret ve hacalet zincirini takmak için, yeni Türk Devletine karşı, büyük devletler ve Yunanlılarla birlikte silâh kullandılar, tezvirat yaptılar, fetvalar yazdılar, isyanlar çıkarttılar. (Harita, 6).

“Bütün bu hareketlerile, Padişah ve Padişah Hükûmeti, Türk milletine düşman ve hain olduklarını pek açık gösterdiler. Bütün bu haince teşebbüslerinin en şenîi, Anavatana saldıran, Anadoluyu tahrip ve Türk milletini bunca zayiata duçar eden Yunanlıların hareketlerine iştirak etmeleridir.” (Tarih IV 1934: 65)

“Ebedî” ve “Millî Şefler”in “samîmî, kardeş ve müttefîk Yunan muhîtinde” bulunmaktan duydukları saâdet

Bu bahsi daha fazla uzatmıyalım; lâkin, mûmâileyhin şu son iddiâsı üzerine, daha evvel neşretmiş olduğumuz bir vâkıayı burada tekrâr etmekle iktifâ edelim. Bu, 27 Mayıs 1937 târihli Cumhuriyet’in manşet haberidir:

“Atinada Başvekilimiz şerefine verilen ziyafet esnasında Atatürkün Ankaradan telefonla söyledikleri sözler sonsuz bir sevinc uyandırdı…

“Atina 26 (Hususî) – Dün akşam Büyük Britanya otelinde Türkiye Başvekili İsmet İnönü şerefine verilen ziyafet devam ettiği sırada Türkiye Cumhurreisi (Ulu Önder) Atatürk, İsmet İnönüne telefon ederek (şu mesajı bildirmişlerdir):

‘- Bu anda samimî, kardeş ve müttefik muhitte yaşamakta bulunduğunuzu istihbar ettim. Bu kadar kıymetli dostlarla ve ayrılmaz müttefik millet mümessillerile geçirmekte olduğunuz gecenin ne kadar gıptacısı olduğumu anlatamam. Gönlümü dolduran dostluk ve arkadaşlık duygularını olduğu gibi oradaki kardeşlere söylemenizi ricadan başka söz bulamıyorum. Size ve dostlarımıza selâmlar.'

(Cumhuriyet, 27.5.1937, s. 1)

İbret: “Padişah ve Padişah Hükûmetinin haince teşebbüslerinin en şenîi, Anavatana saldıran, Anadoluyu tahrip ve Türk milletini bunca zayiata duçar eden Yunanlıların hareketlerine iştirak etmeleridir.” (Tarih IV 1934: 65) Atina’da, 26 Mayıs 1937’de cereyân eden İnönü – Metaksas görüşmesine telefonla müdâhale eden “Büyük Şef”: “Bu anda samimî, kardeş ve müttefik muhitte yaşamakta bulunduğunuzu istihbar ettim. Bu kadar kıymetli dostlarla ve ayrılmaz müttefik millet mümessillerile geçirmekte olduğunuz gecenin ne kadar gıptacısı olduğumu anlatamam. Gönlümü dolduran dostluk ve arkadaşlık duygularını olduğu gibi oradaki kardeşlere söylemenizi ricadan başka söz bulamıyorum.”

Yunanistan’la bu “kardeşçe münâsebetler” çok daha evvel başlamıştı…........

© Milat


Get it on Google Play