menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Avrupa ülkelerinin silahlanması: Güvenlik arayışı mı, yeni bir dönemin başlangıcı mı?

27 0
11.07.2025

21. yüzyılın üçüncü on yılına girilirken Avrupa, güvenlik politikalarında belirgin bir dönüşüm süreci yaşamaktadır. Soğuk Savaş sonrası barışçıl ve savunma merkezli askeri duruşunu sürdüren pek çok Avrupa ülkesi, özellikle 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte askeri harcamalarını ve silahlanma kapasitelerini ciddi biçimde artırmaya başlamıştır.

Bu süreç, sadece ulusal güvenlik anlayışlarında değil, aynı zamanda Avrupa Birliği ve NATO içindeki stratejik dengelerde de önemli değişimlere yol açmaktadır.

İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa, barışçıl bir entegrasyon projesi olarak tasarlanan Avrupa Birliği ile askeri çatışmadan ziyade ekonomik ve diplomatik yollarla istikrar arayışına girdi.

Almanya, İtalya ve Japonya gibi savaş mağlubu ülkelerin, anayasal olarak saldırgan silahlı güç geliştirme konusunda ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya olması, NATO’nun kurulması ile Batı Avrupa’nın savunmasının büyük ölçüde ABD’ye bağlı olmasını sağlamış; böylece Avrupa'da ağır bir silahlanma ihtiyacı ötelenmiştir.

Ancak; Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Avrupa güvenlik mimarisinde şok etkisi yarattı. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, bu dönemi "Zeitenwende" (dönüm noktası) olarak tanımlayarak Almanya’nın askeri harcamalarını dramatik şekilde artıracağını ilan etti. 100 milyar Euro’luk ek savunma fonu ve savunma harcamalarının GSYİH’nın % de 2’sine çıkarılması bu dönüşümün en çarpıcı örneklerindendir.

Fransa, nükleer caydırıcılığını ön plana çıkarırken Polonya, İngiltere ve........

© Milat