Suça sürüklediğimiz çocuklarımız!
Bizdeki alışkanlık:
Problemi küçükken çözme, hatta ileride çözümsüzlüğe yol açacak bir şeyler yap…
Sonra sıkıntı iyice büyüyünce, içinden çıkılamaz hale gelince…
Şikâyetler ayyuka çıkınca…
İş artık siyasiler için büyük oy kayıplarına sebep olacak kadar sıkıntılı hale gelince bir takım adımlar atmaya çalış…
Kanunlar çıkart…
Sert tedbirler alma yoluna git…
Karşı tepkiler gelsin…
İşler iyice çözümsüz hale gelsin!
Şu başıboş köpekler meselesinde öyle olmadı mı?
Zamanında, ülke genelindeki başıboş köpek sayısı belki 50 binken…
Bir kanun çıkartıldı, sözde hayvanları koruma adına…
Başıboş köpekleri yerinden almak, parselledikleri yerlerden uzaklaştırıp, millet için de kendileri için de güvenli yerlere sabitlemek engellenince….
Başıboş köpeklerin sayısı arttı da arttı…
Arttı da arttı…
Bir milyona, beş milyona, on milyona çıktı…
Caddelerde sokaklarda bebeler, nineler parçalandı…
Tepkiler büyüdü…
Karşı tepkiler büyüdü…
Sonra…
Görev bir grup başkanvekiline verildi.
Grup başkanvekili iletişim diplomasisi yürüttü…
Bir şeyler yaptı…
Bir düzenleme çıkartıldı filan…
Bir şeyler oldu ama olan derde deva olmadı, olamadı…
Çünkü yırtık yamanın kapatılamayacağı kadar büyümüştü…
Şiddet meselesi de böyle…
Şimdilerde “suça sürüklenmiş çocuklar” meselesini tartışıyoruz…
Niçin tartışıyoruz?
Sosyal........
© Milat
