menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Okul Zihnin Hapishanesidir

23 0
23.10.2025

O kapıdan içeri girerken dışarıda bıraktığınız şey hayattır; ömrün en güzel, en diri, en harika zaman dilimlerini, tekrar döndüğünüzde bulamayacağınız şekilde ve aslında sonsuza kadar kaybedersiniz. Bir mahkumun içeri girerken etrafına son kez bakmasında olduğu gibi içeri girdikten sonra dışarının, gökyüzünün, mavinin ne kadarının göründüğünü saptamak için bir pencere kenarına ilişir, bir sıraya oturur, kaygılı gözlerle etrafa bakarsınız. Sadece bu değil, doğa değil; hayat ve ona dokunma ihtimalimiz bulunan nesneler, olaylar, görüngüler, sesler, ışıklar değil; dışarıda bıraktığınız başka, bambaşka şeyler der vardır elbette. Okula salt bedenen gidiyor olsak, bu kadar üzülmeye değmezdi. Yazık ki oradan içeri girerken ruhumuz, zihnimiz, varoluşumuzun tamamı da eşlik eder bize. Hayallerimiz, beklentilerimiz, umutlarımız, yaşama sevincimiz de o loş karanlığın içine yürür. Belki bir gün, bir yerde ortaya çıkar diye beklediğimiz yaratıcılığımız, potansiyelimiz; hepsi, her şeyimiz dışarıda kalır ve biz o kapıdan içeri büyümek, ileri gitmek, sınırları zorlamak için değil, bir demircinin elindeki metal gibi biçimlendirilmek için o sıralara oturur, o duvarlara bakar, tam da beklendiği gibi ruhumuza, zihnimize, bedenimize inen çekiç darbeleri eşliğinde okulu kuranların, ondan beklentisi olanların öngörüsüne uygun şekilde kullanıma hazır araçlara dönüştürülürüz. İşte bundan dolayı, tam da bu yüzden ve burada; okumak ile okul birbirini tamamlayan, biri diğerini tahkim eden değil, birinin diğerini yok etmek için hazır beklediği, fırsatını bulur bulmaz yok ettiği muhataplara dönüşür.

Evet, elbette okumak için geliriz bu dünyaya. Gökten aşağı inişimiz, zirveden vadiye savruluşumuz, cisimsellikten dirimselliğe geçiş talebimiz tecessüs içerir, o........

© Milat