Kalas zihniyet
Katılığı, kabalığı ve kalaslığı kendilerine kimlik, kültür ve değer edinmiş toplumlar, aslında kendileri dahil dünya ve insanlık hakkında derin bir cehalet içindedirler. Kalas zihniyet olarak ifade ettiğimiz kimlik ve kültür çerçevesine sahip toplumların en belirgin özelliği inandıkları, düşündükleri ve yaşadıkları kalıbların, kuralların, kaynakların ve kurumların tarihsel zaman ve mekan şartlarıyla ilgisini hiç kurmamalarıdır. Kalas zihniyet, inançlarının, kurumlarının ve kaynaklarının bütün zaman ve mekan sınırlamalarından bağımsız olarak tarih üstü olduğunu sanır ve her koşulda onları yaşar, ifade eder ve dayatır. Yüzyıllar öncesinin kurallarının, kalıblarının, kaynaklarının ve kurumlarının, yüz yıllar sonra çok farklı zaman ve mekan şartlarında ifade edilmesi ve uygulamaya kalkılması kaba, katı, karanlık ve kalas bir zihniyet, kimlik ve kültür tablosunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Kalas zihniyetin kendisine dair hiçbir bilgisi, araştırması, arayışı ve açıklaması yoktur. Kalas zihniyete sahip toplumların tarihlerini, masallarını, hikayelerini, edebiyatlarını, folklorunu, antropolojilerini, sosyal ilişkilerini, el yazmalarını, arkeolojilerini, bütün kültürel kaynaklarını hep dışarıdan olan bilim insanları ortaya çıkarmış, incelemiş, araştırmış ve açıklamışlardır. Kalas zihniyet, insanlığın kitap ve kültür birikimini yakan ve nehirlere atan hikayelerle doludur.
Kalas zihniyet, kabalığını, karanlığını ve kirliliğini bütün boyutlarıyla kadına karşı gösterir. Kadını kendisi için bir zevk ve şehvet oyuncağı olarak gören........
© Milat
