Barbarlık zihniyeti
Uygarlık ve barbarlık, insan yapımı olgulardır. Aklı, bilimi, felsefeyi, sanatı, edebiyatı sahici anlamda tecrübe eden toplumlar, maneviyat, siyaset, hukuk, barış, özgürlük alanlarında olgunlaşmakta ve uygarlaşmaktadır. Aklı kullanmayan, kendilerini bireysel ve sosyal ölçekte geliştirmeyen, yüzyıllar öncesinin kalıblarını, kaynaklarını ve kurallarını sürekli olarak geleceğe taşıyan, şiddeti cesaret, taklidi erdem, kaba ve kalas kurallar yığınını hukuk zanneden toplumlar, kolaylıkla barbarlık ve vahşilik denilen bataklık içinde çürümekte ve tükenmektedirler.
Barbarlık zihniyeti, özgürlük bilincinden, sorumluluğu yüklenmekten ve çoğulculuğu içselleştirmekten yoksundur. Kabileci, ırkçı, cinsiyetçi olan barbarlık zihniyeti, insanlar arasında ben-sen muhataplığı çerçevesinde sahici ilişkiler kurulmasına izin vermez, insanların dayanışmasına, uyum içinde birlikte iş yapmalarına ve birbirlerine bağlanmak için gerekli olan yapıcı ve verimli imkânları oluşturmaz. İnsanlığa kolektif düzeyde yarar ve katkı sağlayacak işler yapma fikri ve zihniyeti, barbar zihniyete çok yabancıdır. Barbarlık, insanlığa şiddet, fanatizm, ırkçılık, kapalı zihinlilik, güç ve iktidar sapkınlığından başka bir şey sunmamaktadır. Barbarlık zihniyetinin hâkim olduğu bir yerde, bireyin potansiyelini geliştirme şansı yoktur ve toplumda kendisine özgü bir pozisyon elde imkanıından yoksundur. Barbarlığın en nefret ettiği şey, değişim ve gelişimdir. Değişim ve gelişimi........
© Milat
