Birbirine Kılıç Çeken Ümmet
Ahir zamanın Müslümanları…
Birbirlerine öyle kılıç çektiler ki, düşmanların kılıcı bu kadar keskin olmadı. Kalemleriyle, dilleriyle, nefretleriyle birbirini doğradılar. Halbuki eğer aynı kararlılığı küfrün ve dalaletin ordularına karşı gösterselerdi, bugün ümmet bu kadar perişan, bu kadar zelil, bu kadar yetim kalmazdı.
Allah Teâlâ buyuruyor:
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, bölünüp parçalanmayın.” (Âl-i İmrân, 3/103)
Biz ise Allah’ın ipini bıraktık, hiziplerin ipine sarıldık. Kimi cemaatin adıyla övündü, kimi liderinin sözüyle… Kimi mezhebini dinin üstüne koydu, kimi kendi görüşünü vahiyden üstün tuttu.
Sonra her birimiz “hakikat”in temsilcisi kesildik.
Ve ümmet, bir vücut olması gerekirken, her parçası kendiyle kavgalı bir yığın hâline geldi.
Resûlullah (s.a.v) buyuruyor:
“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamet etmekte ve birbirlerini korumakta bir vücut gibidir. Vücudun bir organı rahatsız olursa, diğer organlar da onun acısıyla uykusuz ve ateş içinde kalır.” (Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66)
Bizim ise biri kan ağlarken, diğeri kahkaha atıyor. Biri zulüm altındayken, diğeri seyir halinde. Gazze yanarken, Şam inlerken, Arakan, Doğu Türkistan, Yemen ve Kudüs işgal altındayken — biz, birbirimizin küçük hatalarını büyütmekle,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon