Şair Nâbî’nin İzinde
Şair Nabi’nin izinde İstanbul’a gitmek de Şair Nabi’nin İzinde İstanbul’dan gelmek de yorucu. Bu yoruculuk, bu zorluk karşısında onun izinde giden bizler şu fikirlerle motive edildiğimize inanıyoruz: “Bu yükü omuzlayabilirsin, çok güçlüsün, her şeyi kendi başına yapabilirsin, kendine inanırsan başarabilirsin, neleri gerçekleştirmedin ki bunu da gerçekleştirirsin…” Şair Nabi’nin İzinde İstanbul’a gitmek de oradan dönmek de hem zihnen hem bedenen oldukça yorucu bir yolculuk.
Büyük şahsiyetlerin izini sürmek, hele ki bunu lise çağındaki öğrencilerle birlikte gerçekleştirmek hem zahmetli hem de derin bir sorumluluk gerektiriyor. Günümüzde genç nesillere ne yazık ki yetersiz ve problemli figürler rol model olarak sunuluyor. İşte tam da bu nedenle edebî ve ahlakî derinliği olan değerli şahsiyetleri tanıtmak ve onların izinden gitmeye çalışmak, bizler için sadece bir kültürel görev değil, aynı zamanda önemli bir psikolojik bir mücadeledir.
Şair Nabi, edebiyatımızda “düşünce şiiri” çığırı açmıştır. Ona sadece “hikmeti şiirimize koyan şair” dersek Muhammet Nur Doğan Hocamızın tabiriyle diğer şairlere haksızlık olur. Aslında şairimiz bu yönüyle de anılsa yanı hikmetin şairi olarak da bilinse genç dimağların olayı kavraması açısından önemlidir.
Birkaç yıldır Şair Nâbî’nin İzinde programını çeşitli kurum ve kuruluşlara anlattık. Biraz bizden biraz da büyük şairden olsa gerek bu projemiz hayata geçirilmedi. Şanlıurfa İl Millî Eğitim Müdürümüz Asım Sultanoğlu’nun programa sahip çıkması ve Esenler Belediyesinin de İstanbul ayağını desteklemesi ile Şair Nabi’ye dair onunla ilgili projemizin gerçekleşeceğine inanmıştım. Nitekim İstanbul’da öğrencilerle bir araya gelen Esenler belediyesi başkan yardımcısı ve kültür müdürü Hüseyin Cerrahoğlu konuşmasında dedi ki “Bu proje üç yıldır masamızda. Biz, Esenler Belediyesi olarak birçok belediyeden daha fazla kültür sanat işi yapıyoruz. İstanbul belediyelerinin toplamından (büyükşehir dâhil) daha fazla kültür........
© Milat
