SUMUD Filosu üzerine yapılan eleştiriler ve hakikatin sessiz haykırışı;
Dünya kamuoyunun gündeminde etkili bir çığır açan Sumud filosun aktivistlerinin yurda dönüşü sonrası yapılan basın açıklamaları esnasında bazı aktivistlerin tebessüm etmesi ve kadınların erkeklerle aynı ortamda etkinliğe katılması eleştirilerin hedefinde yer aldı. Üzülerek ifade etmeliyim ki; bu durum hareketin özünü ve taşıdığı insani misyonu gölgelemeye dönük bir çabadan başka bir şey değildir.
Oysa Gazze’ye yönelik bu hareket, bir seyahatten fazlasıdır; vicdanların harekete geçtiği bir “direniş diplomasisi” örneğidir. Sumud, yani “direnişte sebat” demek, zulme sessiz kalmamak, adaleti haykırmak ve mazlumun sesi olmaktır. Böylesi ulvi bir misyonu bir tebessümle, bir görüntüyle itibarsızlaştırmak, esasında bu direnişin oluşturduğu uluslararası etkinin zayıflatma girişiminin ta kendisidir ve kesinlikle siyasidir.
Tebessüm: Direnişin de Bir Dili Vardır
Basın açıklaması sırasında bazı aktivistlerin gülümsemesi, duyarsızlık ya da hafiflik göstergesi değildir. Bilakis bu tebessüm, yorucu bir yolculuğun, dostlarla yeniden karşılaşmanın, dayanışmanın ve ümmet bilincinin içten gelen bir yansımasıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Kardeşine tebessüm etmen sadakadır.” (Tirmizî, Birr, 36) buyurarak, samimi........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d