Konya’da Unutulan Bir Değer; Şeyhzade Ailesi 3
Seydişehirli Şeyh Hacı Abdullah Efendi (1)
Soy bakımından Şehzade ailesine mensup olmasa da, yazı dizimize Şeyh Hacı Abdullah Efendi’yi de eklemeyi uygun gördük. Zira soy bakımından bu aileye mensup olmasa da küçük yaşlarda anne ve babasını kaybeden Abdullah Efendi, üvey annesi tarafından sıbyan mektebi sonrası Memiş Efendi’nin müderris olduğu medreseye gönderilmiştir. Abdullah Efendi böylece rahmetli babası Mehmet Yeğen Efendi’nin talebesi Memiş Efendi’nin yanında adeta hayata gözlerini yeniden açmış onun bilgisi ve şefkatiyle büyümüştür. Memiş Efendi’nin rehberliğinde yetişen Hacı Abdullah Efendi, ömrü boyunca ona sadık kalmış ve onunla Nakşibendi tarikatının Halidiyye koluna intisab etmiştir Memiş Efendi Çavuşa’a geldiği zaman da ziyaretine gitmiş uzun süreler yanında kalmış nihayet Memiş Efendi’nin vefatına kadar hep yanında olmuş, cenaze namazını kıldırmış türbesinin yapımına öncülük etmiştir. Bu sebeple yazı dizimizin 3. Bölümünü Memiş Efendi’nin en önemli talebesi ve halifesi Şeyh Hacı Abdullah Efendi’ye ayırdık.
Bu yazımızda, Hacı Abdullah Efendi’nin manevi yönü ve kerametlerinden çok, tarihsel kişiliği üzerinde durmaya çalışacağız. Yazının uzunluğu göz önünde bulundurularak, siz değerli okurları da sıkmamak adına ,yazıyı iki bölüm halinde yayımlamaya karar verdik. (Yazının sonunda, adını zikrettiğimiz kaynaklarda Hacı Abdullah Efendi’nin manevi yönü ve kerametleri hakkında daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.)
Prof. Dr. Hasan Basri Karadeniz, Seydişehir’in Kurucusu Seyyid Harun Evlatları adlı makalesinde şöyle der: "Anadolu Türk şehirlerinin inkişafında şeyh ve dervişlerin çok önemli bir rolü olmuştur. Bir şehre gelen şeyh tarafından kurulan zaviyenin etrafında, daha sonra kendi adıyla anılacak Türk ve Müslüman mahallesi teşekkül etmekteydi. Anadolu ve Balkanlar’da şeyh ve dervişler tarafından kurulan sayısız köy bulunmaktadır. Ancak, gerek Anadolu’da gerekse Balkanlar’da şeyh ve dervişler tarafından kurulmuş tek şehir, kurucusunun adıyla anılan Seydişehir’dir."
Seydişehir’i kurarak Anadolu ve Balkanlar’da ona “Tek” şehir olma özelliği kazandıran Seyyid Harun Veli, Seydişehir’i tasavvufi anlamda öne çıkaran ikinci önemli şahsiyet ise Nakşibendi şeyhi Hacı Abdullah Efendi’dir.
Bu nedenle,Hacı Abdullah Efendi dönemi anlatılırken “Seydişehir onun döneminde "Medine-i Sani” yani “İkinci Medine” olarak anılmaktaydı” şeklinde yaygın bir söylem vardır. 2009-2013 yılları Seydişehir Belediye Başkanlığı yapan Abdülkadir Çat döneminde de, şehrin tanıtımında "Medine-i Sani" ifadesi sıkça kullanmıştı. 7-8 Haziran 2013 tarihlerinde Seydişehir’de düzenlenen Seyyid Harun Veli’yi anma etkinliklerinde ise dönemin Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş “Medine-i Sani” ismine vurgu yapmış her iki şehrin de bir cami........
© Merhaba Haber
