menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Savaşım ve Ordu

15 0
26.09.2025

Daha önce nerede olduğumu bile hatırlamıyorum artık. Zira öyle uzun zamandır bu savaş meydanının içinde ve ortasındayım ki...

Ne için ve hangi uğurda savaştığımı biliyorum bilmesine, hatta bunu mıh gibi aklımda tutuyorum ama bunu bir tek ben yapıyorum burada sanki. Ordum, savaşın sonundaki olası zaferin ne kadar kutlu bir ödül vaad ettiğini biliyor ya da hatırlıyor olsaydı, meydanın en kızıl yerinde beni bırakıp kaçmazdı çünkü. Perde arkasındaki asıl düşmanım olan görünmeyen büyük bir gücün sürekli bürünüp girdiği farklı farklı suretlere, kılıklara, kılıflara, kimliklere ve şartlara karşı yalnız bırakıp gitmezdi beni. Ya bilmeyişleriyle gafil ya da ihanet edişleriyle hain olan yol arkadaşlarımı, vaktiyle omuz omuza verip çatıştığımız ordumun her bireyini tek tek hatırlayışım şöyle dursun, ben zaten o olası zaferle sunulacak olan ödülün ne kadar kutsal ve harikulade olacağı bilgisini de hiç unutmadım ki! Ne unutması, aklımdan bir an bile çıkmıyor bu. Onlar ise hep unuttular. Böylesi bir hafızayı bana layık görüp bahşedene hamd olsun...

"Bu 'benim' savaşım değil ki" diyerek lanetli bir iyelik fikriyle zehirlendi, yol arkadaşlarımın önemli bir çoğunluğu. Bunun bir takım işi olduğunu; alemdeki........

© Merhaba Haber