Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri komisyonda: “30 yıldır beyaz Toros’un peşinden koşuyoruz”
Komisyon beşinci toplantısında konuşan Cumartesi Anneleri gözaltında kayıplarda sorumluluğu bulunduğunu söyledikleri Tansu Çiller, Mehmet Ağar gibi isimlerin ifadesinin dahi alınmadığını söylerken Besna Tosun “30 yıldır beyaz Toros’un peşinden koşuyoruz” dedi. Komisyonda Kürtçe konuşma talepleri reddedilen Barış Anneleri ise Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını ve çalışmalara destek olmasını savundu. Barış Annesi Rabia Kıran “Kimse çocuklarını ölüm için büyütmedi, bizi asker anneleriyle yan yana getirin, birbirimize sarılalım” dedi.
Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri ile dört insan hakları örgütünü dinledi.
Toplantının ilk oturumuna Cumartesi Anneleri’ni temsilen Besna Tosun, Maside Ocak Kışlakçı, İkbal Eren Yarıcı ve Barış Anneleri adına Nezahat Teke, Türkiye Bozkurt, Rabia Kıran katıldı. İkinci oturumda ise İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı (İHH), İnsan Hakları Derneği (İHD), İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) ve Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı adına temsilciler dinlendi.
Dün (19 Ağustos) şehit aileleri ile gazilerin dinlendiği toplantıda olduğu gibi, bugün de davetlilere soru yöneltilmemesi ve herhangi bir polemik yaşanmaması yönünde mutabakat vardı.
Komisyonun bir sonraki toplantısı 27 Ağustos Çarşamba günü saat 11.00’de, önceki dönem Meclis Başkanları’nın katılımıyla devam edecek. 28 Ağustos Perşembe günü ise Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile hukukçular dinlenecek.
Çarşamba günü komisyon, önceki dönem Meclis Başkanları Hikmet Çetin, Ömer İzgi, Bülent Arınç, Köksal Toptan, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, İsmet Yılmaz, İsmail Kahraman, Binali Yıldırım, Mustafa Şentop’un sürece ilişkin görüş, öneri ve değerlendirmelerini alacak.
Komisyonun sonraki hafta ise emek-meslek örgütleriyle iş dünyasını temsil eden kuruluşları davet etmesi bekleniyor.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un ardından ilk söz Cumartesi Anneleri’nden İkbal Eren Yarıcı’ya verildi. Yarıcı, ağabeyi Hayrettin Eren’in 21 Kasım 1981’de gözaltına alındığını ancak ağabeyinin izini bulamadıklarını şöyle anlattı:
“Annem ağabeyimi sormaya gittiğinde defalarca tartaklanarak uzaklaştırıldı. Gözaltı süresinin bitmesini bekledik ama 90 günlük bu sürenin sonunda da ağabeyimizin akıbetini öğrenemedik. Fikri Sağlar, 1986’da milletvekiliyken Hayrettin Eren ile ilgili soru önergesi vermişti, ona da cevap gelmedi. Babam İstanbul Savcılığına başvurdu fakat savcı, ‘Ben bu dosyayı açarsam işimden olurum’ diyerek dosyayı açmadı. Bu psikolojik işkencenin üzerimizdeki yükünü düşünmenizi istiyorum. Hayrettin Eren’i hep canlı bekledik, yıllar geçti annem karanfil koyabileceği bir mezara razı oldu. 1995 yılına kadar aile olarak mücadele ettik, 1995 yılında bütün kayıp yakınlarıyla birleştik ve Galatasaray Meydanı’nda mücadelemizi sürdürdük.”
Annesi Elmas Eren’in 2019’da hayatını kaybettiğini ve bütün annelerin adalet mücadelesini sürdürdüklerini söyleyen Yarıcı, “Hayrettin Eren bir suç işlediyse kolluğun görevi onu adalete teslim etmekti. Böyle olsaydı yasalar çerçevesinde yargılanır, cezası varsa çeker ve aramıza dönerdi” dedi.
Yarıcı “Hayrettin Eren kaybolduğunda Şükrü Balcı, Mehmet Ağar ve Tayyar Sever görevdeydi. Ağabeyim faili meçhul değildi. Ağabeyimin akıbetinin sorumlular tarafından açıklanmasını bekliyorum. Devlet, gözaltında kaybolma politikasını sistematik olarak uyguladı ve devam ettirdi” diye konuştu.
Cumartesi Anneleri’nden Maside Ocak Kışlakçı ise 21 Ocak 1995 tarihinde gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alamadığı ağabeyi Hasan Ocak’ın yaşadıklarını anlattı. Ağabeyinin bir ormanlık alanda köylüler tarafından bulunduğunu ve vücudunda işkence izleri bulunduğunu söyleyen Kışlakçı, “Köylüler jandarmaya haber vermişler, jandarma abimi bulduğunda ayakkabı bağcıkları, kemeri yokmuş. Ellerinde parmak izi alınırken kullanılan boya varmış. Tanıklar da zaten abimi gözaltında gördüklerini söylüyordu. Ağabeyimin izleri, devletin kurumlarından geçirilirken silinmek istenmiş. Dönemin insan haklarından sorumlu devlet bakanı, devlet adına bizden özür dilerken kandırıldığını itiraf etmiştir” diye konuştu.
Hasan Ocak’ın kaybedilmesinde sorumluluğu olanların yargılanması için yaptıkları başvuruların takipsizlikle sonuçlandığını söyleyen Kışlakçı “AİHM, ‘Yaşam hakkı ihlaline’ ve ‘Etkin soruşturma yürütülmediğine’ karar verdi. Abimin soruşturma dosyası halen Beykoz Adliyesi’nde” dedi. Kışlakçı, ağabeyinin kaybedilmesinde emekli Yarbay Korkut Eken, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve eski Başbakan Tansu Çiller’in sorumluluğu bulunduğunu savunarak, “Bu kişilerin ifadeleri dahi alınmadı” dedi.
Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’ndaki barışçıl buluşmalarının polis şiddetiyle engellendiğini söyleyen Kışlakçı, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen meydanın açılmadığını vurguladı. Kışlakçı “AYM kararını tanımayan, yurttaşın hak ve özgürlüklerini kullanmasını engelleyen kamu görevlilerinin tutumu, uluslararası kamuoyunun da tepkisini çekti. İnsanlığa karşı suçlara yönelik cezasızlık, barışın önünde engeldir” ifadelerini kullandı.
Cumartesi Anneleri’nden Besna Tosun ise 19........
© Medyascope
