Mümtaz’er Türköne yazdı: Osman Sınav’ın feraseti
Mümtaz’er Türköne, hayatını kaybeden yönetmen Osman Sınav’ı feraseti, emeği ve sanata kattığı derinlikle anlatıyor. Sınav’ın kaderciliğe karşı akıl ve sezgiyi savunan tutumu, titiz sinema anlayışı ve toplumsal etkisi öne çıkıyor. Kişisel anılarla örülü yazı, Sınav’ın yalnızca kendi hayatını değil, başkalarınınkini de değiştiren biri olduğunu vurguluyor.
“Keskin feraset, keramete kıç attırır.”
Birkaç kere babasından naklen severek tekrarladığı bu söz, hayatında çok önemli bir düstur olmalıydı. Feraset ile kerameti karşı karşıya getiren bu aforizma, aslında derin Anadolu irfanının kadere teslim olan geleneğe karşı isyanıydı. Kaderciliğe, hurafelere ve mucizelere bağlı bir cenderenin içinden hayatı çekip çıkartarak zekânın, cesaretin, emeğin ve yaratıcılığın belirlediği bir alanda at koşturmak, alışılmamış bambaşka bir ufuktu ve keramete bel bağlayanlar eninde sonunda bu ferasete teslim olacaktı.
Feraset, hayatı sizin iradeniz dışındaki tesadüflere, daha çok da mucizelere terk etmek yerine, zekâyı, sezgiyi, cesareti, teşebbüsü seferber edip dizginleri ele geçirmektir.
Osman Sınav’ı tanıyanlar, sevenler ve eserlerini takdir edenler bu ferasete teslim olanlardır.
Aynı yaştaydık ve 70’li yılların tüketici kavgaları içinde aynı gelenekten geliyorduk. Günlerce uğraştıktan sonra sabaha doğru dergiyi matbaaya verip, salaş bir lokantada mercimek çorbasının içine ekmek ve pul biber basarak midenin açlığını bastırmak, sonra çorba........
© Medyascope
