menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mümtaz’er Türköne yazdı: CHP’li seçkinler

38 0
02.09.2025

“Ulusalcı” olarak biliniyorlar, ama asıl ortak paydaları kendilerini seçkin ayrıcalığını hissedecekleri yerde durmaları, kimlik ve tavırlarını ayırıcı bir vasıf olarak seçkin niteliklere göre belirlemeleri. Hem sınıfsal hem de kültürel bir alaşım; her şey değişirken bu seçkin nitelikler kendilerini yenileyerek, yeni antagonizmalar oluşturarak sağlam bir gelenek halinde varlığını sürdürüyor.

Laikliği, din karşıtı bir ideoloji olarak benimseyip bütün dinî sembollere ve en sade dindarlığa savaş açanlar bu seçkinlerdi. Aynı seçkinler, iktidardaki din bağının gevşemesine, dindarlığın bir siyasî ortak payda olmaktan çıkmasına rağmen muhalefetlerini ve itirazlarını çok iyi tanımadıkları Siyasal İslâm’a ve avamî tarikat formlarına yöneltiyor. Asıl konumuza geliyorum. Aynı seçkinler, içgüdüsel bir ortak payda üzerinden çözüm sürecine anti-Kürt bir tavır ve tutumla koyu-karanlık gözlüklerle bakıyorlar. Orada da bulabildikleri tek dayanak üniter ulus devlet ilkesini ön safa süren Atatürkçülük oluyor. Hem din karşıtı laik hassasiyetlerinde hem de ulusalcı tepkilerde kendilerini basit, kaba, sıradan, niteliksiz buldukları bir nefret objesinin tam karşısında ayrıcalıklı ve üstün bir yere yerleştirmiş oluyorlar.

Siyaseti, seçkinlerin rekabetine indirgeyerek açıklayan çok güçlü elit teorileri var. Bu teorilerin ortak paydası, demokrasiyi en basit haliyle halkın değil, birbirine zıt çıkarların temsilcisi olan seçkinler arasında iktidarın değiştiği bir sistem olarak açıklamaları. Bu açıklama biçimi, siyasetteki değişimi nispeten sınırlı bir grup olan seçkinlere odaklayarak daha basit ve anlaşılır hale getiriyor.

Pareto’dan Mosca’ya, oradan Schumpeter’e birbirinden farklı teoriler arasında boğulmamak için sadece mekanizmaya odaklanalım. Hırslı, yırtıcı, atak yeni bir seçkinler grubu toplum içinde yükselişe geçiyor. Mevcut iktidar seçkinleri onlara yetenekleriyle müsavi alan bırakmadıkları için onlar da temsil edilmeyen çıkarlar üzerinden halkı peşlerine takıp iktidarı ele geçirmeye girişiyorlar. Bu değişim baskıcı yöntemlerle engellenirse basınç birikiyor ve toplumsal patlamalara, hatta devrimlere yol açıyor.

Belediye başkanlarını hedef alan 19 Mart operasyonlarını, kurulu iktidar seçkinlerinin CHP’nin iktidar namzeti seçkinlerine yönelik bir sindirme hamlesi olarak görebilirsiniz.........

© Medyascope