Müge İplikçi yazdı: Işık, biraz daha ışık
Elektrikçi Serhat Bey bir türlü gelmiyor. Salondaki koca avize azıcık yanıyor ve bu durum hepimizi rahatsız ediyor. Konuklarım var ama bu ışıksız halden ötürü yüzlerini dahi göremiyorum. Dışarıdaki hava karardıkça, içerideki karanlık da aynı oranda artıyor. Yan taraftaki açık mutfaktan, ocak üstü ışığından yararlanmaya çalışıyorum; bir yandan da mutfak tezgâhının üzerindeki küçük abajurun mavi ışığına dalıp gidiyorum, nafile, olmuyor.
Herkesin yüzü gölgeler içinde kaldı. Herkesin şimdiki zamanı gölgeli ve haritalı. Herkes coğrafi bir yere dağılmış durumda. Öyle olunca bir arkadaşımın önerisini dinliyorum ve masanın üzerine, cılız bir ışıkla tutunmaya çalışan avizenin ampulünü değiştirmeye karar veriyorum. Sen misin paradigmayı değiştiren? Bir anda evin bütün sigortaları atıyor.
Bu ne ya! Ama olan oldu işte. O zaman Serhat Elektrik’i –yani dolayısıyla Serhat Elektrik’in sahibi Serhat Bey’i– çağırmak kaçınılmaz oluyor. Fakat Serhat Elektrik, İstanbul’un bütün elektrik işlerini çözmüş ve çözecek olan bir edayla, hem dükkân hem de sahibi olarak öyle bir havada ki… kaçınılmaz olarak randevu istiyorum. Ama Serhat Bey aynı havasını devam ettirerek, “Maalesef gelecek ayım dolu,” diyor.
Offf… Şimdi ben karanlıkta mı kalacağım? Üstelik Serhat Bey o sırada, “Karanlık iyidir; ışığın kıymetini anlatır,” diye bir laf etmesin mi… Öyle görünüyor ki Serhat Elektrik’ten vazgeçeceğim. Ama başka bir elektrikçiye güvenebilir miyim?
Adım gibi eminim, o başka elektrikçi –artık adı neyse, Süha olabilir– Serhat Bey’den beter bir havayla salına salına gelecek, bütün........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d