menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Selahattin Demirtaş 9 yıldır cezaevinde: Tutuklanmasına giden süreç ve davalar

11 1
04.11.2025

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklanmasının bugün 9. yıldönümü. 4 Kasım 2016’da gözaltına alınan Demirtaş, 6-8 Ekim 2014 Kobani olaylarıyla ilgili davada 42 yıl hapse mahkum edildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Demirtaş’ın tutukluluğunun siyasi gerekçeli olduğuna üç kez karar verdi. Türkiye’nin son itirazı dün reddedildi ve karar kesinleşti. Peki, Demirtaş’ın tutukluluk sürecinde bugüne kadar neler oldu?

Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016’da Diyarbakır’daki evinden sabaha karşı gerçekleştirilen operasyonla gözaltına alındı. Aynı gün Diyarbakır Sulh Ceza Hakimliği kararıyla “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “halkı suç işlemeye alenen tahrik etme” suçlamalarıyla tutuklandı. O günden bu yana kesintisiz olarak Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuluyor ve Demirtaş, bugün tutukluluğunun 9. yılını doldurdu.

Demirtaş’ın gözaltına alınması, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra başlayan kapsamlı operasyonlar dönemine denk geldi. Mayıs 2016’da Meclis’te milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldıran tartışmalı anayasa değişikliği kabul edilmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dokunulmazlıkların kaldırılması öncesinde yaptığı çeşitli konuşmalarda HDP milletvekillerinin yargılanması gerektiğini savunmuş ve HDP ile PKK arasında fark olmadığı iddiasını öne sürerek partinin Meclis’te olmaması gerektiğini belirtmişti.

Dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da TBMM Başkanlığı’na sunulan dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği teklifine, “Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen ‘Evet’ diyeceklerini” açıkladı.

Kılıçdaroğlu, “Biz dokunulmazlık zırhının ardına asla saklanmak istemiyoruz. Bakanların da dokunulmazlıkları kalksın, mevcut veya eski bakanlar hangisi olursa olsun, hiç kimsenin dokunulmazlığı olmamalıdır. Başbakan dahil. Eğer bu yöneticiler yürekliyse, bakanların da dokunulmazlığını kaldırıyoruz derlerse” dedi.

4 Kasım 2016 sabahı sadece Demirtaş değil, HDP’nin diğer Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile birlikte 9 HDP milletvekili de farklı şehirlerde eşgüdümlü bir operasyonla gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Selma Irmak, Ferhat Encü, Gülser Yıldırım, Leyla Birlik, Nursel Aydoğan, İdris Baluken, Ziya Pir, Sırrı Süreyya Önder, Faysal Sarıyıldız, İmam Taşçıer ve Abdullah Zeydan gibi isimler bulunuyordu. Polisin birkaç şehirde yürüttüğü eşgüdümlü operasyon kapsamında gözaltına alınan milletvekillerinden 9’u aynı gün çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklandı.

Demirtaş hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü terör soruşturması kapsamında “terör örgütü kurma ve yönetme”, “örgüt propagandası”, “suç ve suçluyu övme” gibi suçlamalarla 43 yıldan 142 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ana dava güvenlik gerekçesiyle Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledildi. Demirtaş’ın yargılandığı dosyalarda 6-8 Ekim 2014 Kobani olayları merkezi rol oynuyordu.

Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş sonrası IŞİD, ülkenin kuzeyinde Kürtlerin ağırlıkta olduğu yerleşim birimlerine saldırmaya başladı. IŞİD, Aralık 2014’e kadar 350 köyü ele geçirdi, bu saldırılardan kaçan 150 bin Kobanili Türkiye’ye sığındı.

Demirtaş, 27 Eylül 2014’te Washington’da konuştu. Kobani’nin düşmek üzere olduğunu dile getiren Demirtaş, “IŞİD, Kobani’ye 1 km yaklaşmış durumda. Kobani ile az önce yaptığımız görüşmelere göre Kobani’nin bir mahallesine girmek üzere. Girmeye çalıştığı mahalle de Türkiye’ye 500 metre uzaklıkta. Koalisyona ait uçaklar şu anda Kobani’nin üzerinde uçuyor. Onlar yukarıdan izliyorlar, Türkiye 500 metre uzaktan izliyor.” dedi.

PYD Eş Başkanı Salih Müslim, 4 Ekim’de Kobani’ye Türkiye toprakları üzerinden silah aktarılması için koridor talep etti.

HDP Genel Merkezi, Kobani’de saldırıların şiddetinin artmasının ardından 6 Ekim 2014’te sosyal medya hesapları üzerinden paylaştığı mesajla sokak protestosu çağrısı yaptı. Bunun ardından önemli bir bölümü Doğu ve Güneydoğu kentlerinde olmak üzere Türkiye çapında kitlesel sokak eylemleri başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2014’teki cumhurbaşkanı seçimlerinin ardından ilk ziyaretini Suriye sınırındaki Gaziantep’e yaptı. Burada Kobani ile ilgili konuşan Erdoğan, IŞİD’in koalisyon güçleri tarafından havadan vurulduğunu söyledi ancak bunun yeterli olmadığını vurguladı.

“Yerde mücadele eden yapılarla işbirliği kurulmadan netice alınamaz.” diyen Erdoğan, “İşte aylar geçti ve herhangi bir netice yok. Şu anda Kobani de düştü düşüyor. Kobani ile ilgili konuşanlar, bir yandan tezkereye karşı çıkıyor bir yandan da Kobani’yi çözüm sürecinin şantajı hâline getirmeye çalışıyorlar. Şunu da söylemek istiyorum; Türkiye IŞİD terör örgütüne karşı olduğu kadar PKK terör örgütüne de karşıdır.” diye konuştu.

Erdoğan’ın konuşması HDP’den tepki aldı, 8 Ekim 2014’te gösterilerde şiddet olayları daha da arttı.

Eylemlerde dile getirilen talepler ise şunlardı:

Olaylar, HÜDA PAR ve MHP’lilerin katılımı ve daha sonra polis güçlerinin müdahaleleriyle büyüdü. Batman, Diyarbakır, Mardin, Van ve Siirt’te bazı ilçelerde sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 9 Ekim 2014’te Diyarbakır’da sokak eylemleriyle ilgili bir basın açıklaması yaptı. Demirtaş, “Provokatörler bazı yerlerde devreye girdi, şiddet eylemlerini yapan kişiler oldular. Bayrak yakma, büst yıkma olaylarını yaptılar. Şiddeti büyüten HDP’nin çağrısı değildir. HDP, ‘Silah, şiddet kullanın’ demedi. HDP, ‘Birlikte çözelim’ dedi. Silahlandırılmış kişilerin nasıl topluma girdiklerini HDP’ye sormasınlar. IŞİD tehdittir. IŞİD gibi barbarlığı topraklarımızda yaşatmayalım, birlikte mücadele edelim” dedi.

Demirtaş, PKK lideri Abdullah Öcalan ile yazılı bir mesaj trafiği yaşadıklarını söyledi, “Dün gece itibarıyla........

© Medyascope