Onurun ve Direnişin Efsanevi Sembolü Yüzbaşı Faruk – Türker Ertürk Yazdı
Gerçek olaylardan ilham alınarak yazılan bir hikaye, nasıl bir ulusun direniş ruhunu simgeleyebilir? Turgut Özakman‘ın kaleminden çıkan Yüzbaşı Faruk‘un öyküsü; işgal altındaki İstanbul‘un karanlık günlerinde parlayan bir ışık gibi. Bu öyküyü tarihsel gerçeklerle harmanlayarak yeniden yorumladığımızda ne tür dersler çıkarabiliriz? Belki de kendi tarihimizle yüzleşmek bugünkü mücadelelerimizi aydınlatır.
Tarihin tozlu sayfalarında işgal altındaki İstanbul sokakları emperyalist güçlerin gölgesinde ezilirken, Türk subaylarının onurlu duruşu bağımsızlık ateşini gizlice körüklemiştir. 1920 yılının sıcak bir temmuz gününde, bu direnişin simgesi haline gelen bir olay edebiyatın gücüyle ölümsüzleşti: Yüzbaşı Faruk‘un hikâyesi…
Selam Vermeyi Reddeden Subaylar
Turgut Özakman‘ın başyapıtı olan Şu Çılgın Türkler’de hayat bulan bu karakter; kurgusal olsa da gerçek tarihi olaylardan esinlenilerek yaratılmıştır. İşgalci İngiliz subaylarına selam vermeyi reddeden subaylar, Osmanlı Ordusunun son nefesinde bile milli gururu korumuştur.
Bu yazımda Yüzbaşı Faruk‘un öyküsünü, arşiv belgeleri ve tanıklıklarla zenginleştirerek yeniden ele alacağım. Çünkü; tarih sadece geçmişi anlatmaz, geleceğe de rehberlik eder.
Rütbem Şehit Kanıyla Kazanıldı
İstanbul‘un müttefik işgali, 13 Kasım 1918’de başlayıp, 6 Ekim 1923’e kadar süren acı bir dönemdi. İngiliz, Fransız ve İtalyan Kuvvetleri, Boğaz‘ı kontrol altına alarak Anadolu‘yu kuşatmış, Türk subaylarını aşağılayıcı kurallara zorlamıştı. İşgalcilerin kendi subaylarını selamlama emri de bu zulmün bir parçasıydı. Gerçek hayatta Maltepe Uçak İstasyonu‘nda görevli olan Yüzbaşı Tevfik ve Yüzbaşı İzzet; İngiliz teğmene selam vermedikleri için 10 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.
Yüzbaşı Tevfik; “Rütbem, şehitlerin kanıyla kazanıldı, onu eğmem!” diyerek cezasını göğüslemiş, bu olay........
© Medya Siyaset
