menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Barış Dedikleri – Melih Demirel Yazdı

12 1
09.05.2025

Geçtiğimiz yıl ekim ayında Bahçeli’nin çıkışıyla başlayan, siyasi iklimimizin sert değişimleri ve sıcak gündemiyle ara ara unutulan; İmralı ziyaretleri, Öcalan’ın sözde barış güvercinleriyle yolladığı mektuplarla yeniden hatırlanan ve yakın bir zamanda “Tasfiye Konseyi” ile biteceği söylenen bir süreç var…

İktidara göre tasfiye, karşısındakilere göre “barış”, bize göre ise ikinci çözüm süreci mevzusu…

Bahçeli’nin terörist başını Meclis’e davet ettiği o günü hatırlıyorsunuz değil mi?
Sonrasında DEM heyetiyle olan yakın temasları, iki gün evvel de Sırrı Süreyya Önder’in fotoğrafını okşamasını… Ne tuhaf değil mi? Öyle ki, çarşamba günü gazetemizin YouTube Medya Siyaset TV kanalındaki canlı yayında da söyledim: “Ben artık şaşırmayı bırakma kararı aldım.”

Tabii, benim hatırladıklarım bunlarla sınırlı değil…

Mesela zamanında; Öcalan’a gündemden kopmasın diye televizyon verip, “Aslında onu hayata dahil ettik” diyenleri hatırlıyorum.

Kürt sorunu vardır. (Açılış)

PKK ile biz değil, devlet görüştü, görüşecek.

PKK ile görüşme talimatını bizzat ben verdim.

Dağdakilerin indiği, cezaevlerinin boşaldığı Türkiye’yi göreceğiz.

İmralı üstüne düşeni yaptı, Dolmabahçe bunun en açık ve bariz örneğidir.

“Sayın Öcalan” demeyi ve PKK bayrakları açmayı suç olmaktan çıkardık.

Dolmabahçe toplantısını doğru bulmuyorum.

Çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değil.

Kürt sorunu yoktur. (Kapanış)

Diyenleri de hatırlıyorum. Ne yazık ki hafızam kuvvetli; o dönemde olanlar karşısında “sert”........

© Medya Siyaset