23 Nisan – Melih Demirel Yazdı
19 yıl öncesiydi. Ortaokul 2. sınıftaydım. 22 Nisan gecesi içim içime sığmıyordu; ertesi gün okulda okuyacağım şiir için. Memleket için küçücük bir zerre kadar ama benim için çok büyük bir vazifeydi.
Yatağımın başucunda ütülü gömleğim, pantolonum ve daha hiç giyilmemiş kunduralarım vardı. Sanki gece hiç bitmeyecek, yarın hiç olmayacak gibiydi derken uyuyakalmışım… Sabah herkesten önce kalkıp hazırlandım. Heyecan bu ya, geceye göre iki katına çıkmıştı… Aman pantolonum kırışmasın, aman gömleğim kirlenmesin diye kahvaltıyı bile ayakta yaptığımı hatırlıyorum; annemin söylentileri eşliğinde… Okul, eve yürüme mesafesindeydi. Çıktık evden; bir de baktım ki yağmur yeni yağmış ve kesilmiş, yerler çamur içinde. Beş dakikalık okul yolunu, aman ayakkabım batmasın, aman pantolonuma çamur sıçramasın diye dolana dolana on beş dakikada yürüdük. Nitekim çok varlıklı, her gün farklı kıyafetler giyebilen çocuklar değildik. Hem bundan hem de bayram coşkusuyla bir görev almanın ciddiyetinden ötürü bu kadar pür dikkatliydik… Çocuk aklı ya, ben o zaman şiiri okurken Atatürk’ün de beni uzaklardan bir yerden izleyeceğine inanıyordum. Haliyle bu yüzden büyük bir dikkat durumu hasıl olmuştu…
Şiir, Vasfi Mahir Kocatürk’ün adını yine bu özel günden alan “23 Nisan” şiiriydi. “Bugün Yirmi üç Nisan toplandı bütün vatan. Millet meclisimize Atatürk oldu başkan” diye başlıyor, “Türk çocuğu gül, sevin. Sevin yaşa yurdunda emin. Bugünü an bayram et, bugün senindir, senin…” diye bitiyordu. Olduğu kadar okudum; cızırtılı mikrofonun azizliği ve geceden sabaha artan on misli heyecanla… Peşine de yağmur indirdi tabii, şans işte… Hava muhalefeti de şiirin bitmesini beklemişti anlayacağınız… Artık bu saatten sonra değil yağmur, tsunami bile olsa umurumda değildi. Görev tamamlanmıştı… Çocuk aklımın inandığı Ütopyada Atatürk bile uzaktan izleyip beğenmişti…
İşte çok uzak değil, bundan 19–20 yıl evvel çocukluğumda 23 Nisan gibi millî bayramlar dönemin çocukları için ciddi manada........
© Medya Siyaset
