menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kimlik gölgesinde siyaset

8 0
14.07.2025

Popülizm, yeni bir siyasi eğilim değil. Tarihte Mussolini’den Chavez’e, Trump’tan Orban’a kadar pek çok lider halkın öfkesini ve hayal kırıklığını bir politik enerjiye dönüştürmeyi başardı.

Bu liderlerin ortak noktası, toplumu “masum halk” ve “yozlaşmış elitler” diye ikiye ayırmaları ve halkın tüm başarısızlıklarını eski düzenin geçmişteki yapısına yüklemeleri.

Popülizm genellikle ekonomik krizlerin ardından yükselir. Çünkü krizler sadece yoksulluk ya da işsizlik yaratmaz; demokrasiye olan güveni de zedeler. Hayal kırıklığına uğramış halk, “kendi gibi” konuşan, öfkelenen, sistemin karşısında duran liderlere yönelir. Bu lideri dürüst olduğu için ya da sorunları çözdüğü için değil, kendi öfkesini dile getirdiği için destekler.

Psikolojide “kimlik kaynaşması” diye bir kavram var. Kişi, bireysel kimliğini liderin temsil ettiği grupla bütünleştirir. Bu nedenle liderin yaşamını kendi yaşamı gibi içselleştirir; sanki saraylarda yaşayan sadece lideri değilmiş, kendisiymiş gibi hisseder.

Çoğu zaman bu nedenle popülist liderlere yöneltilen her eleştiri, destekçileri tarafından kişisel bir saldırı gibi algılanır. Lider eleştirildiğinde, “beni de eleştiriyorlar” düşüncesi doğar.

Popülist iktidarlar, kısa vadeli memnuniyet yaratmak uğruna uzun vadeli kalkınma programlarını rafa kaldırır. Kurumlar zayıflar, yolsuzluk........

© Medya Günlüğü