Benim oğlan fikre bayıldı!
Fikri yazan, stratejiyi oluşturan, filmi çeken, fikri onaylayan derken bir sürü partinin içinde olması gereken bir iş yapıyoruz. Tabii haliyle en çok önem verilmesi gereken, en kritik konu aslında yaptığımız işi neden yaptığımız. Hangi hedef kitleye hangi mesajı vermek istiyoruz, bunu nasıl yapacağız, neden o şekilde yapacağız, o müziği neden kullanacağız vs. Bu tamamen objektif ve bilimsel metotlarla ilerlemesi gereken süreçlerin çoğunlukla “yaratıcı iş çıkarma” kisvesi altında kişisel zevklerin esiri olduğunu görüyoruz. Yukarıda yazdığım örnek bizzat şahit olduğum bir konu, öylesine bir örnek değil yani ki bu yazıyı okuyan sizler de zaten defalarca böyle süreçlere şahit oldunuz. Özellikle işi onaylayandan doğru gelerek, onaya etki etme hiyerarşisinde kuvvet sıralamasına göre herkesin kişisel görüşlerinden ortaya genelde bir iş çıkıyor. Doğru insanlar, harika yaratıcılar ve objektif değerlendirebilen pazarlama insanları bir araya geldiğinde ortaya hedefini onikiden vuran harika işler ortaya çıkabiliyor. Ancak genelde sonuç böyle mi oluyor? Pek sayılmaz. Sizler bu satırları okurken zaten aklınıza bu konuyu genişletecek onlarca örnek geldi bile, buna eminim.
Bu gerçekten büyük bir sorun. Algoritmaların dünyasında, her şeyin bizim zevkimize göre sunulmaya başladığı bu dünyada, algoritmaların gösterdiği içerikleri üreten kişilerin de bu algoritmalarda ve kişisel ilgi çukurlarında kaldığını gözden kaçırıyoruz. Bu bir eleştiri değil, aslında farkındalıkla ilgili bir durum. Hepimiz, evet herkes, 2025 dünyasında ilgilendiği konuların fazlasıyla........
© MediaCat
