Çocuklar beynin olgunluğa eriştiği ilkokul dönemine kadar olan süreçte (6-7 yaş), koşulların uygun olması durumunda yabancı bir dili tıpkı anadillerinde olduğu gibi doğal ve bilinçsiz bir biçimde edinme yeteneğine sahiptirler. 6-7 yaşlarından sonra ise beynin olgunlaşmasıyla birlikte bu mekanizma yerini yetişkinlerde olduğu gibi bilinçli öğrenmeye bırakmaktadır (Onursal-Dil Dergisi, 2019 ) Kritik ya da hassas dönem olarak adlandırılan yaklaşık 6-7 yaş döneminden önce bireyler öğrenme değil, edinme evresindedirler. (Dalgalian 2002, s. 33). Öğrenme ortamında çocukların kendilerini rahat ve güvende hissetmeleri çok önemlidir. Aynı şekilde vurgulanması gereken bir konu da çocukların bu süreçte öğretmenleriyle güçlü bir duygusal bağ kurma gereksinim duymalarıdır (Johnstone 2002). Yaş seviyesi düştükçe bu bağ daha kuvvetli olur. Çocuklara yabancı dil öğretimi doğrudan değil, oyun, şarkı, tekerlemeler gibi dolaylı yollarla gerçekleştirilmelidir. Böylece çocuk yabancı dille doğal bir ortamda karşı karşıya gelecek; duyarak, görerek ve yaşayarak öğrenecektir. Hareket, jest, mimik; uygun ipucu verme, resim ve şekillerle gösterme, şarkı söyleme, şiir okuma, karşılıklı konuşma gibi metotları kullanarak daha eğlenceli halde öğretmek önemlidir. Yabancı dildeki sesleri duymaya alışacak olan çocuklar bu sesleri zamanla benimseyeceklerdir.

Öğretilen kelime ve cümlelerin çocukların günlük hayatından seçilmesi ilgiyi ayrıca artıracaktır. Çocuk........

© Manisa Meydan Gazetesi