Matematik ve değersizlik
Değeri olmayanın ölçütü olmuyor, bu da insanın değerlendirme kabiliyetini ortadan kaldırıyor. İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ve güzeli çirkinden ayırt edecek bir değer ölçütü olmalı insanın. Değer dediğimiz, kültürün yaşattığı kıymetlerdir. Bundan dolayı kültürünü dikkate almayan, onu yaşatmayan toplumların değeri olmaz. Değerin kadim kültürden neşet etmesi beklenir, ama ille de kadim kültürden ilhamla oluşması gerekmez, zira değer oluşturulan bir kıymetler bütünüdür de. İster kadim kültürden isterse sonradan olsun değer mutlaka insan ve toplum hayatında vardır. Eğitim dediğimiz şeyi öğretimden ayıran ve insanı eğitimli yapan, bu değerdir.
Kadim olmayan değerler süreli olmaları, belli şartlarda geçerli olmaları ve insanın bireysel hayatına içkin olamamaları nedeniyle bağlayıcılıkları sınırlıdır. Bundan dolayı değerin milletlerin kadim kültürlerinden oluşması gerekir. Bir başka deyişle değer bir ölçü birimidir ama kendisinin ölçü birimi de ondan neşet ettiği kültürdür. Misaller üzerinden gidersek; Ali’nin Mehmet’i sözünde durmamakla itham etmesini nasıl anlamalıyız? Sözünde durmamış olan Mehmet’i yargılamak için Ali’nin “sözünde durmak” diye bir değerin varlığına inanıyor olması lazım. Ali bu değeri yaşadığı toplumun kültüründen mi edindi? Eğer Ali, bunu yaşadığı toplumun kültüründen edinmemişse, böyle bir toplumu hayal ettiği kesin. O halde ya kadim kültürü ya da kendi düşüncesi doğrultusunda Ali, insanların sözünde durmamasını yanlış buluyor. Ali’nin bu yanlış olarak telakki ettiği değerlendirmeyi kendi düşüncesine göre yaptığını varsayamayız. Ali kültürünü dışlayan, kültüre dikkat etmeyen hatta kültürünü sevmeyen bir seküler olsa........
© Maarifin Sesi
visit website