Öğretmenler Gününün Düşündürdükleri!
M.. Kemal Atatürk’ün 100. Doğum yılına isabet eden 24 Kasım 1981 günü; 12 Eylül 1980 darbesinin baş aktörü Kenan Evren ve cuntası tarafından “Öğretmenler Günü” olarak belirlenmiş ve 1982 yılından itibaren 43 yıldan beri her 24 Kasım Öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır.
Öğretmenler günü de tıpkı 1982 Anayasası gibi 12 Eylül 1980 darbecilerinin bir çalışma ürünüdür. Darbeci Kenan Evren ve arkadaşlarının; mahkemece yargılama sonucunda verilen karara göre, rütbelerinin söküldüğü; ölümüne bile sahip çıkılmayıp garipler mezarlığına defnedilir gibi defnedildiği halde; ne yazık ki bir darbe ürünü olan “Öğretmenler günü” ve 1982 Anayasası hala aramızda dolaşmaktadır.
24 Kasım Öğretmenler günü, eğitim sendikalarının, eğitim emekçilerinin karşılaştıkları eğitim-öğretim ve yönetim konusundaki sorunlarının dile getirildiği, yöneticilerin öğretmenler hakkında methiyelerin düzüldüğü, 23 Nisan çocuğu muamelesine tabi tutulduğu; işin sonunda da eğitim emekçilerinin ve emeklilerinin taleplerinin dikkate alınmadığı, maddi ve manevi beklentilerinin boşa çıkarıldığı bir gün olmaktan öte geçmemektedir,
Eğitim çalışanlarına itibar kazandırmak amacıyla ihdas edilen öğretmenler günü; bir taraftan kendilerini öğretmenlerine hediye sunmak zorunda hisseden¸ diğer taraftan hediye verme imkânı olmayan öğrencileri mahcup duruma düşüren; hediye alan alamayan, hediye verilen verilmeyen öğretmen ayırımcılığını ortaya çıkaran pek çok garabeti de beraberinde barındırmaktadır.
Öğretmenlerin bilakis itibarsızlaştırılmasına araçsallık yapan 24 Kasım “Öğretenler günü” lağvedilmeli, onun yerine; “Ben ancak bir öğretmen olarak gönderildim. “Allah beni zorlaştırıcı olarak değil, lakin bir öğretici ve kolaylaştırıcı olarak gönderdi.” İfadeleriyle kendisini öğretmen olarak tanımlayan; 23 yıllık peygamberliği boyunca eğitimin ilahi ve beşeri tüm metotlarını kullanarak cahiliye döneminin batıl inançlarını değiştiren; tevhit inancıyla zihni yapılarda büyük bir inkîlâplar gerçekleştiren bütün insanlığın baş öğretmeni Hz. Muhammed’e “Seni yaratan Rabbinin ismini anarak oku” ilahi emrinin tecelli ettiği gün öğretmenler günü ilan edilmelidir.
Bugün de 20-25 hizmet yılını başarı ile tamamlayan öğretmenler, hiçbir sınava tabi tutulmadan baş öğretmenlik unvanı ile ödüllendirilmeli; şu anda başöğretmenlere sağlanan imkândan tüm eğitim emekçileri yararlandırılmalıdır.
Geçmişten günümüze eğitim emekçilerinin sorunları ile eğitim sisteminin sorunlarına farklı bakılmakta; farklı iktidarların değil, aynı iktidara mensup, farklı bakanların sitemi yaz-boz tahtasına çevirmesi, gidenin yaptığını gelenin yıkması Eğitim camiasını umutsuzluğa sevk etmektedir. Sistem siyasete vesayete, ideolojiye ve kişisel egolara kurban edilemeyecek sağlam bir yapıya büründürülmelidir.
7’den 70’e bir milletin ortak paydası olan, Peygamberlik mesleğinin sorumluluğunu omuzlarında taşıyan öğretmenlerin saygınlıkları korunmalıdır. Anasının avutamadıkları, babasının söz geçiremedikleri çocukları bin bir zorlukla geleceğe hazırlayan, aldıkları maaş ve ücreti hesaba katmadan ömrünü öğrencilerine adayarak, görevini fedakârca yapmaya çalışan; geçmişte kendisine bir harf öğrettiği için köle olunacak kadar kıymeti bilinen öğretmenlerimizin, bugün veliler tarafından hakarete, öğrencileri tarafından dövülmeye sövülmeye ve aşağılanmaya maruz bırakılmaları son derece kahredici ve........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein