İsmet Özel’in Parmakla Gösterdikleri: Millet Oluş, Türk Yazısı, Türk Müziği, Atlar ve Sular
İsmet Özel, elimizden (ç)alınan değerleri yeniden millete iade etmenin çabasını gösteriyor. Bu değerleri iade etmek; elimizde iken ne kazandırdığı ise milletimize onu kazandıracaktır. İsmet Özel son dönem yazılarında ve konuşmalarında ısrarla yazımız, musikimiz, atlarımız ve akarsularımız üzerinde durdu, duruyor.
Milletin elinden alınan ilk değer Türklüğü (Türklük bilinci) oldu. Sahih (orijinal) Türklüğü aldılar; yerine sun’i bir Türklük verdiler. Orijinal Türklük bilincinin dayanağı İslam, İslam’a mensubiyetimizden dolayı kazandığımız kültürün alâmet-i farikası yazı (alfabe) elde kaldığı müddetçe; hüviyetimiz korunacağından; ilk iş olarak alfabeyi aldılar elimizden. Böylece yazısı elinden alınan “cahil” milletin ulus olma yolu açılmış oldu. Söz varlığı ile alfabe (yazı) kaynaşmış olarak bulunduğu için yazımızdan sonra “eski” kelimeleri de yenisi ile değiştirdiler. Attıkları ve yasakladıkları kelimelerin hepsi Kur’an’ın kelimeleri idi. İsmet Özel yazımızla paralel olarak bu kelimelerin tespitine ve yayınlanmasına öncülük etti. “Türk’ün Dili Kur’an Sözü” bu gayretin sonucu olarak yayınlandı.
Yazımız; İstiklâl Elifbası, Sınıf Bilinci serisi, Resûl-ü Ekrem Söyledi İşiten Türk Oldu gibi eserler hep bu hassasiyetin sonucu olarak neşredildi. İsmet Özel, yazımızla neşriyata kendi eserlerini de ekledi. Erbain başta olmak üzere temel eserlerinin hepsini yazımızla neşretti.
MEB, Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi, Osmanlı Türkçesi derslerinin lise 10, 11 ve 12. sınıflarda seçmeli ders olarak okutulması kararında, programların ve ders araçlarının incelenmesi sürecinde bulunmuş bir olarak diyoruz ki İstiklal Marşı Derneğinin Osmanlı Türkçesi yayınları MEB’in çok önündedir. İstiklal Marşı Derneği bu ileri adımı, İsmet Özel’in şiirleri ve yazılarını Türk yazısı ile neşrederek atmıştır. Çünkü MEB, Seçmeli Osmanlı Türkçesi dersi ile; 28 harf inkılabı değişikliğinden önceki yayınları okuyup yazabilmeyi amaçlamıştır. Program buna göre hazırlanmıştır.
1928 öncesi imlâda (kitap, gazete, dergi, ilmî, edebi, resmî) bütün yayınlar için ortak bir uzlaşı vardır. Batı dillerinden geçen kelimelerin yazımı da bir kurala göre idi. İsmet Özel’in Osmanlı Türkçesi ile neşredilen şiirleri ve yazılarını bu gözle de ele almak gerekir. Çünkü bu eserlerde daha önce hiç kullanılmamış kelimeler olduğu gibi Türk basın hayatına 60’lardan sonra giren ve yabancı dilden geçen kelimeler de var.
Eğer bu söz varlığının imlâsında bir kural konulmuş ise önümüzdeki yıllarda yapılacak / yaygınlaşacak (ne büyük bir rüya!) eskimez yazı ile ilgili yayınlar imla olarak TIYO Yayınlarını esas alacaktır.
Hiç şüphe yok ki yazımızı geri alırsak millet olma yolunda büyük mesafe alacağız. Bu yolda İsmet Özel’in gösterdiği hassasiyet mutlaka fark edilecektir. Ancak yürünecek epey mesafe var.
Yazıya bitişik diğer bir siperimiz musikimizdir.
Musikimiz, hem beşeri / dünyevi hem ruhani âlemden verdiği seslerle diğer kültürlere ait musikiden ayrılır. Batı’nın klasik müziği bilindiği gibi senfonilere yani Kilise’ye dayanır. Senfonileri bütünüyle hissetmek için tamamlayıcı mekana ve figürlere ihtiyacımız var. Batı müziği, açık gözlerle (seyir) anlamı tamamlanabilen bir müziktir. O müziği gözü kapalı dinleyemezsiniz; dinleseniz tam olarak hissedemezsiniz. Çünkü figürlere, loş bir atmosfere ihtiyaç vardır. Ayrıca senfoniler, şiddeti duyurmak için sert seslere ihtiyaç duyar. Bundan dolayı musiki âletlerinden çıkan sesler serttir.
Bunun tam zıttı; yumuşak Türk musikisini hissetmek için mekâna, dış objelere ihtiyaç yoktur. Her şey iç’te başlar ve iç’te tamamlanır. Bunun için Türk müziği göz kapalı ve düşük desibel ile dinlenebilen bir müziktir. Türk musikisi dinlenirken aygıtın........
© Maarifin Sesi
