menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İpi koparmamak lazım

8 0
25.07.2025

Genç terzinin bir dikiş makinesi ve küçücük bir dükkânı varmış. Sabahlara kadar uğraşıp didinir, kıt-kanaat geçinip gidermiş. Çok soğuk bir kış gecesi dükkânındaki sobadan çıkan yangın onun felaketi olmuş.
Artık ne bir işi varmış ne de parası. Günler boyu iş aramış ama bulamamış… Yük taşımış, bulaşıkçılık yapmış, yine de evinin kirasını bile ödeyecek para kazanamamış.

Sonunda ev sahibinin de sabrı taşınca, küçük bir bavula sığan eşyalarıyla sokakta bulmuş kendini… Mevsim kış, hava ayaz olsa da, genç adamın köşedeki parktan başka gidecek bir yeri yokmuş. Açlıktan ve soğuktan bitkin bir şekilde bankta otururken, kocaman bir araba yanaşmış kaldırıma.

Arabadan inen yaşlı adamın zengin bir işadamı olduğu her halinden belli oluyormuş. İhtiyar, birkaç adım attıktan sonra bankta titreyen terziyi görmüş. Terzi, adamın üzerindeki paltoya bakıyormuş, dikkatle.

Birden siniri geçiveren ihtiyar; “Zavallı adamcağız kim bilir nasıl üşüyordur, ona nasıl yardım etsem acaba?” diye düşünmeye başlamış.

Oysa terzinin düşlediği, paltonun sıcaklığı değilmiş. O, çok kalın ve kaliteli bir kumaştan üretilen bu paltonun sahibine hiç de yakışmadığını ve onun vücuduna uygun şekilde dikilmediğini düşünüyormuş.

Yaşlı iş adamı, terzinin yanına yaklaşıp;
“Ne o evlat, bu ayazda parkta donmuşsun. İstersen paltomu sana verebilirim” deyince;
“Hayır, teşekkür ederim. Ben sadece bu paltonun size göre olmadığını düşünüyordum.
Kumaşı fazla kalın ve sizi olduğunuzdan........

© Maarifin Sesi