menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sermayesini Sırtına Yüklenenler

11 0
19.11.2025

İstanbul’un bir çok zenginliği vardır. İstanbul’da yaşayanlar bu zenginliğinin farkındadırlar. Ne var ki, herkes İstanbul’un trafiğinden, hayatının keşmekeşliğinden, zahmetinden, külfetinden şikayet eder durur fakat hiç kimse bir türlü bırakıp İstanbul’u bırakıp terk etmez. Bu manada çok renkli bir şehirdir Aziz İstanbul! Şairin ifadesiyle;

“Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;

Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar…

Geceleri farklı, gündüzleri farklıdır İstanbul’un. Sokaklarında da gece gündüz değişen sakinleri mevcuttur. Bazı sokaklar vardır ki belirli saatlerde hava buz keser, hem de Ağostos sıcağında!

Evlerinden çıkanlar ya da akşamüzeri dükkanlarını kapatanlar sağa sola selam vermeden önlerine ve arkalarına bakmadan yürüyemezler o kalabalık sokaklarda! Bu sokaklarda oturanlardan bazıları, duruma iyice alışmış olmalılar ki, gördüklerini hiç garipsemezler. Onlar için o kenarda uzanmış yatan insan, vakayı adiyeden sayılır. Bir başkası selam der geçer. Biraz da korkudan mütevellit ürpermiştir saçları.

İşte şimdi sizinle bu sıradanlaştırılmış bir manzarayı izlemek, başka bir ifade ile bir film şeridi gibi bir sahneyi size izletmek istediğimden, “peşrev” niteliğinde bir güzelleme/betimleme yaptım. Bu sokağın sakinlerinden bazıları vardır ki onların tüm sermayeleri altlarına serdikleri kartonlardan oluşan döşekleri ve yastıkları, sırtlarına aldıkları şilte mesabesinde bir bez parçasından ibarettir.

Eyüp Sultan’da oturanların ya da sabah namazını Eyüpsultan’da kılmak isteyenlerin, yakinen bildiği bir gerçek vardır. İşin doğrusu bu vaka, sadece Eyüp Sultan’a has bir olgu da değildir.

Memleketin büyükşehirlerinin çoğunda, göze takılan manzaralardandır. Anlam veremediğim ve anlamakta da zorlandığım bir manzaradır. Gel gör ki buna insan alışabiliyormuş. Onu da şimdi anladım. Sabah namazına giderken bankın........

© Maarifin Sesi