Türkiye’nin tarım alanlarında yaşanan son skandal, sadece hukuki mesele değil; milli servetin, üretimin ve halkın geleceğinin sistematik olarak yok edilmesidir.

Mersin’in Tarsus ilçesinde, orman sahasına izinsiz ekildiği gerekçesiyle 400 dönümlük buğday tarlasının sürülüp imha edilmesi, ülke gündemini derinden sarsan kriz olarak ülke gündeminde tutulmalıdır. Bu olay, tarım politikalarının çarpıklığını, devletin denetim zafiyetini ve ülke kaynaklarının nasıl bilinçli ya da bilinçsiz şekilde heba edildiğini gözler önüne sermektedir.

Tarım Alanlarının İmhası: Üretime ve Geleceğe Darbe

İzinsiz ekim gerekçesiyle tarım arazilerinin yok edilmesi, gıda güvenliği açısından büyük felakettir. Üstelik buğday gibi stratejik ürünün imhası, ülkenin gıda arzını zayıflatırken, ithalat bağımlılığını artırmakta ve dışa bağımlılığı derinleştirmektedir.

Madem izinsiz ve kaçak ekim yapılmış, Tarım İl Müdürlüğünün envanterine alınabilir, denetimi yapılarak üretimi tamamlattırılır ve satılırdı. Bunu yapmak yerine imha edilmesi, akıl tutulması değil, aksine bilinçli ihanetten başka bir şey değildir.

Üreticinin emeği hiçe sayılırken, devletin denetim ve destek mekanizmalarının yetersizliği de bu tür felaket uygulamalarının temel nedenlerinden biridir. Tarım arazilerinin boş bırakılması, hazineye ait meraların atıl kalması ve devletin üretime destek vermemesi, milli ekonomiye ağır darbe vuruyor.

Orman ve Tarım Çatışması: Çifte Standart ve Çıkar İlişkileri

Orman arazilerinin tarıma açılması konusu uzun süredir tartışılmaktadır. Ancak burada yaşanan çelişki, ormanlık alanlara villa yapılmasına izin........

© Küresel İfşa