Türkiye’nin Doğurganlık Krizinde Korkutucu Uçurum
Türkiye, son yıllarda doğurganlık oranlarında endişe verici düşüşle karşı karşıya. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda yaptığı açıklamalarda, doğum oranlarının azalmasının ekonomik nedenlerden değil, ahlaki değerlerdeki erozyondan kaynaklandığını savundu.
Ancak açıklama, ülkenin gerçek yaşam koşulları ve sosyolojik dinamikleriyle örtüşmemekte, halkın yaşadığı ekonomik ve sosyal sorunları görmezden gelmektedir.
Erdoğan’ın Açıklamalarının Toplumsal Yansımaları
Erdoğan, doğurganlık oranlarının düşüşünü sadece ahlaki çöküşle ilişkilendirirken, milyonlarca vatandaşın yaşadığı ekonomik sıkıntılar, hukuki sorunlar ve toplumsal değişimler göz ardı edilmesi, halkın gerçek sorunlarını anlamaktan uzak ve sorumluluk almaktan kaçan tutum olarak algılanmaktadır.
Gençler, işsizlik, yüksek kira bedelleri, eğitim ve sağlık masraflarının altında ezilirken, Erdoğan’ın “ekonomi değil” söylemi, toplumda büyük tepki yaratmıştır.
Ekonomik Krizin Gençlerin Evlenme ve Çocuk Sahibi Olma Kararlarına Etkisi
Türkiye’de gençlerin evlenme ve çocuk sahibi olma kararlarını etkileyen en önemli faktörlerden biri ekonomik koşullardır. Kira fiyatları, kreş ücretleri, eğitim giderleri ve temel yaşam maliyetleri, asgari ücretle karşılanamayacak seviyelere ulaşması, gençlerin evlilikten uzaklaşmasına ve çocuk sahibi olma isteğinin azalmasına neden olmaktadır.
Geleceğe dair belirsizlik ve maddi yetersizlik, aile kurma motivasyonunu zayıflatmaktadır. Erdoğan’ın açıklamalarında bu gerçeklerin yer........
© Küresel İfşa
