Hayasızca hareket!
Türkiye önceki gün cumhuriyet tarihindeki en önemli kırılmayı yaşadı.
Hepimiz Gürsel Tekin’in yarattığı tantanayla uğraşırken altı kadından oluşan müzik grubu Manifest hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “hayasızca hareketler ve teşhircilik” suçlamalarıyla dava açıldı.
★★★
Başsavcılığı harekete geçiren ise Saray’ın, son zamanlarda kendisinden sıkça bahsettiren “aykırı başdanışman”ı Oktay Saral oldu.
Bu kızların bir fotoğrafını paylaşarak savcılığı göreve davet etti. Başsavcılık da hemen bir iddianame yazıp grup üyelerini hedef aldı.
Yöneltilen suçlama, Türk Ceza Kanunu’nun 225. Maddesi’nde düzenlenen “Hayasızca Hareketler” ve “Teşhircilik...”
Grup üyeleri apar topar adliyeye getirildi; hemen hakim karşısına çıkarıldı ve Sulh Ceza Mahkemesi hakimi tarafından yurtdışına çıkışları engellenerek ve imza şartı getirilerek serbest bırakıldı.
★★★
Peki; neden bu olaya “cumhuriyet tarihimizin kırılma noktası” diyorum?
Çünkü asıl bu iddianamenin kendisi “hayasız bir hareket...”
102 yıllık Cumhuriyet tarihinde çırılçıplak ortalıkta gezen akıl hastası birkaç kadın dışında hiçbir kadına, hele hele sahne sanatçılarına bu suçlama yöneltilmedi.
Hiçbir mahkeme de böyle bir davayı kabul edip, suçlanan kadınlara yurtdışı yasağı koymadı.
★★★
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Saray talimatlı bu soruşturması, laik Türkiye Cumhuriyeti’nde bir milattır.
Kadının giyinme özgürlüğüne........© Korkusuz
