Bunca yıl güzel olmaktan bir adım ileri gidemediniz Avşar Kızı!
Bulvar Gazetesi’nin düzenlediği Kâinat Güzellik Yarışması’nda birinci seçildiğinde yıl 1983’tü. Sonra evlendiği ortaya çıkınca tacı geri alındı. Fikret Hakan ve Salih Güney’le başrolü paylaştığı Haram filmiyle kariyerine başladı.
Aldıkları taçtan daha büyüğünü verdi ona bu ülke. Avşar Kızı, her dönem bu ülkenin ‘en güzel kadını’ bilindi.
Onlarca film çekti, sahneye çıktı, şarkı söyledi, sesi olmasa da bu ülke onu güzelliğiyle sahnede de taşıdı.
Magazin muhabirlerini gördüğü yerde kaç yaşına gelirse gelsin güzelliğinden aldığı güç ve ‘bir bilen’ edasıyla türlü açıklamalar yaptı. Çoğu magazin tarihine ‘gaf’ olarak geçti. Olsun, o Avşar Kızı’ydı, her şeyi söyleyebilirdi.
Söz konusu kadın-erkek eşitliği olunca son derece muhafazakârdı ancak TV şovlarında, kendi hayatında özgürlüğü tavan yapıyordu. Poposuna dokunduğu Ricky Martin’i bile şoke etti, öyle diyeyim.
Hülya Avşar
Mehmet Aslantuğ’u konuk ettiği programında “Ben erkek çalışsın, kadın evde çocuklarını büyütsüncüyüm” deyince ortalık ayağa kalktı. Kendisine haddini tüm kadınlar adına bir erkek, Mehmet Aslantuğ bildirdi, “Kadın evinde üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, günün sonunda bir gün aklının karışmasına yanılgılarına bırakmamalı” deyiverdi.
İrem Derici’ye “Senin yoğun iş tempon nedeniyle ilişkilerin bitiyor olabilir. Bir erkek olarak düşünseydim, seni bırakıp giderdim.” yorumunu yapabildi.
Olsun, kısa süreli tepkiler olsa da, rüzgâr gibi geçti. O, Hülya Avşar’dı, her şeyi söyleyebilirdi. “Hesabı erkek ödemeli” diyerek ahkâm kesebilir, istediği zaman cahil cahil konuşabilirdi.
2004 yılında hayatını kaybeden Cem Karaca’nın eşi İlkim Karaca’yı konuk ettiği şov programında, Karaca, adının konservatuvardan Halk Müziği’nin büyük ustası Ruhi Su tarafından konulduğunu söyledi. Bunun üzerine Hülya Avşar, “Ona da buradan selam yollayalım, eğer yaşıyorsa” dedi, yine de kendisinden ‘sanatçı’ diye bahsedilmesini sağlayabildi.
Ülke ekonomik krizle boğuşurken “Gerekirse simit yiyeceğiz, bu günleri atlatacağız” derken banka hesabına reklam anlaşmasından dolayı milyonlar yatıyordu.
Son dönemde Ayşe Barım ve ID İletişim üzerinden tartışılan oyunculuk sektöründeki tekelleşme meselesine de yine bilgiç bir tavırla yanıt verdi: “Güçlü olan, güçsüzü yer. Hayat böyle. Kimsenin parası çalınmadıysa bu kadar büyütmeye gerek yok!”
“Güçlü olanın güçsüzü yediğini” ondan iyi kim bilebilir ki... Yıllardır sadece ve sadece güzelliğinden aldığı güçle hepimizi yemedi mi?
Temsil ettiği ünlü türü, memlekette “Güç yozlaştırır, mutlak güç,........© Korkusuz
visit website