menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Silah bırakmak yeter mi?

15 1
13.05.2025

PKK 12. Kongre sonrası “silahlı mücadele sona erdi” dedi. Bu, on yıllardır süren çatışmalar açısından kritik önemde bir cümle.
Ama ortada hala temel bir soru var: Bu karar siyasetin neresine oturuyor?

PKK, 40 yılı aşkın süredir Türkiye’ye karşı silahlı saldırılar yürüten, binlerce sivilin ölümünden sorumlu bir terör örgütü.

Son kongresinde “tarihi misyonunu tamamladığını” söyleyerek fesih kararı alması bu açıdan elbette çok önemli.

Ancak hemen ardından gelen ifadeler, bu kararın gerçek bir bitişten çok, yeni bir dönemin ilanı olduğunu düşündürüyor.

Örgüt, silahlı mücadeleyi bırakacağını açıklarken aynı zamanda Abdullah Öcalan’ın süreci “yöneteceğini” ilan ediyor.
Yani ideoloji ve liderlik değişmiyor, sadece yöntem değişiyor.

Bu durumda sormak gerekiyor:
Bu bir “fesih” mi, yoksa isim, yapı ve yöntem değiştirerek devam etme kararı mı?

Bu bir “fesih” mi, yoksa sadece bir isim değişikliği mi?

Aynı kadrolar, aynı söylem, aynı hedefler yeni bir çatı altında mı devam edecek?

Bu sorulara yanıt aranıyor.

Türkiye bu tür “dönüşüm” açıklamalarını daha önce de gördü.
Her seferinde umut edilen “bitiş” değil, taktiksel bir yeniden pozisyon alma oldu.

Nitekim Türkiye’nin yakın tarihindeki tüm çözüm süreçlerinin kırılma noktası da bu oldu.

Şüphesiz ki her silahın susması, her çatışmasızlık çağrısı dikkate değerdir, kıymetlidir.

Ama geçmişi bu kadar ağır, sicili bu kadar kanlı bir örgütün sözüyle değil, eylemiyle yargılanması gerektiği unutulmamalı.

PKK’nın açıklamasında sık sık geçen “demokratik ulus”, “ortak vatan” ve........

© Korkusuz