Sakine Arat barış hasretiyle giden son anne olsun
Etrafında kendisini dikkatlice dinleyen kalabalığa soruyordu:
“Türkler hür mü? Yani Kürtler hür değil ama Türkler hür mü? Hayır. Türkler de hür değil. Ben Türkiye’de hiç hür insan görmedim. Kim hür yaşıyor söyleyin, hanginiz hürsünüz? Türkiye sınırları içinde hürriyet yok.”
2015 Ağustos ayıydı.
7 Haziran-1 Kasım seçimleri arası devam eden o kanlı sürecin ağırlığı vardı havada.
Gencinden yaşlısına onlarca insan “canlı kalkan” olmak için gelmişti Lice’den 22 kilometre uzaktaki tepeye. Karşılıklı ölümlerin önüne geçmek istiyorlardı; bir tepedeki askerlerle diğer tepedeki PKK’liler arasında bekliyorlardı.
Barış Annesi Sakine Arat da onlardan birisiydi.
Etrafını saran kalabalığa tanıklıklarını, yaşadıklarını anlatıyordu; sesinde sadece kaybettiği kendi evlatlarının değil tüm kaybedilen evlatların acısıyla:
“Ben beş evlat kaybettim ya bu memlekete barış gelsin diye. Senelerdir analar bağırıyor, meydanları dolduruyor, dağları dolduruyor; barış barış. Ama artık bıktık usandık barış demekten. İnsan gibi yaşamak istiyoruz kendi memleketimizde, insan gibi. Ezilerek değil, ceza verilerek değil, cezaevine tıkılarak değil.
Ya bizi kökten imha edersiniz ya bize hakkımızı verirsiniz. Bunu istemek de suçtur değil mi?
Ben artık bıktım usandım,........
© Kısa Dalga
