Peki ya bunun bedeli ne olacak?
MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Tehlikenin ve riskin gölgesinde Maraş açılımı: Bunu gerçekten çok iyi düşündünüz mü?
Ortadoğu’da yaşanan gerilim, çok katmanlı bir krize, daha yıkıcı ve kaygı verici bir hale dönüşmek üzereyken, şimdilik ateşkes mutabakatı ile geçici bir nefes alınmış gibi görünse de, bölgedeki gerilim tamamen dağılmış değildir. Geride patlamaya hazır bir bombanın varlığı halen daha devam ediyor. Sözde ateşkesin gölgesinde bile, bölgede yeni saldırı ihtimalleri konuşuluyor, karşılıklı tehditler ve askeri pozisyon alışlar devam ediyor. Bu durum, sadece Ortadoğu’yu değil, Doğu Akdeniz’i de içine alan geniş bir coğrafyada belirsizlik, tedirginlik ve psikolojik baskı yaratıyor. Tam da bu hassas atmosferin ortasında yer alan Kıbrıs adası ise, sessiz bir sarsıntı yaşıyor. Herkes bölgesel gelişmelere kilitlenmişken, KKTC yönetiminin, Kapalı Maraş’ı daha kapsamlı şekilde açmaya yönelik hazırlıklar yaptığı yönündeki haberler, kamuoyunda yeni bir tartışmanın fitilini ateşliyor. Maraş’ta yapılması planlanan otel ve eğlence projeleri, bölgeye ekonomik bir can suyu olabileceği kadar, yanlış zamanda atılmış bir adım olarak, diplomatik ve güvenlik açısından da, ağır sonuçlar doğurabileceği gerçekliğiyle de karşı karşıyayız.
Tüm bunların gölgesinde sorulması gereken ilk soru: Bu kadar kırılgan ve istikrarsız bir dönemde, böylesine kritik bir adımı atmak, gerçekten ne kadar akıllıca olacaktır?
Bölgedeki bu ateşkes, dünyaya huzur havası veriyor ama sahada, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs çevresindeki askeri hareketlilik, halen yoğun ve istikrarsız...
Peki bu adım, ateşkes ortamında atılacak stratejik bir hamle mi, yoksa kırılgan bir zeminin üzerine inşa edilmiş riskli bir çıkış mı?
Maraş Açılımı ve Bölgesel Risk Gündemi: Zıtların Dansı mı?
Kapalı Maraş, yıllardır Kıbrıs sorununun en hassas başlıklarından biri olmuştur. Türkiye ve KKTC heyetlerinin, geçtiğimiz günlerde bölgede ölçüm yaptığı ve bazı bölümlerin, açılmasına yönelik hazırlıkların başlatıldığı yönündeki bilgiler, bu konuda yeni bir dönemin habercisi gibi sunuluyor. Özellikle KKTC'de Ekim ayında gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik, bu konunun öne çıkması, açılımın sadece stratejik değil, aynı zamanda politik bir kart olarak da, masaya sürüldüğünü düşündürüyor.
Ancak bu gelişmeler, sadece Kıbrıs özelinde değil, bölgesel bağlamda da, önemli bir kırılma anına denk geliyor. Doğu Akdeniz’deki tehlikeler halen daha devam ederken; adanın doğusunda, Maraş’ta yapılacak her adımın diplomatik, psikolojik ve güvenlik etkisi katbekat büyüyor. Doğu Akdeniz’de, kritik askeri konumlanmalar sürerken, böylesi yüksek riskli bir ortamda, "bize bir şey olmaz" rehavetiyle atılacak adımlar ise, yalnızca stratejik körlük yaratmakla kalmaz; aynı zamanda tüm bölgeyi etkileyecek sonuçları da beraberinde getirecektir. Bu nedenle, her adımın zamanlaması ve uluslararası denklem içindeki yeri, çok dikkatle değerlendirilmelidir.
Halk Psikolojisi: Belirsizlik ve Güven Sorunu........© Kıbrıs Postası
