Onlar bize, hak vererek konuşmadığı sürece…
Aşağıda okuyacağınız yazımı 11 Mayıs 2025 tarihinde, 82 gün önce, ‘Sıkıntı çekmekten, mağdur olmaktan haz mı duyuyoruz?’ başlığıyla yazmıştım.
Kuzeydeki emlak dünyasındaki konumları ve ilişkileri nedeniyle Güney Kıbrıs’ta tutuklama ve yargılamalar sürüyordu.
Kuzey’de 1974 önceki mülkiyetleri olduğunu beyan ettikleri arazide, inkişafla da bağlantılı inceleme yaparken, ya da hatıra yad ederken, 5 Rum, henüz tutuklanmamıştı.
Kuzeyde yatırım yapan yabancılar da, Kuzeyde bağlantıları olan Rumlar da kolayca tutuklanıp yargı önüne çıkarılmamalı.
Savaş illa da silahların kullanılmasıyla olmaz. Hayatın her alanında uzlaşı olmadığı zaman, bir biçimiyle savaş yaşanır. Savaşın olduğu yerde mağduriyet, ‘felaketin’ kimin, kimlerin kapısını çalacağı belli olmuyor.
Geçmiş yazıma geçmeden, bir vurgu yapayım.
Kuzeyde tutuklanan Rumların, yanında duran, onları savunan Kıbrıslı Türkler var. 1963’ten günümüze Kıbrıslı Türklerin doğrudan ya da dolaylı mağduriyetinde açık tavırla destek olan Kıbrıslı Rum ya da örgüt anımsıyor musunuz?
Kıbrıslı Türkler, Rumlara göre, sivilleşme ve demokratikleşme yolunda çok gecikmeli ilerleme sağlıyoruz. Ancak, KIBRISLI TÜRKLERİN GENİŞ BİR KESİMİNİN YÜREĞİ ÇOK DAHA ADİL, ÇOK DAHA CESUR ATAR.
İşte 82 gün önceki yazım:
***
‘Kıbrıs sorunu insanların eseridir. Taraf olanlar güçleri oranında sorunun suç bütününde pay sahibidir. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti alel acele kuruldu. Taraflar o çözümü hazmetmemişti.
Hazmedilmediği için de anayasal kimliğiyle ancak üç yıl kadar yaşayabildi.
Eğer 1974 yaşanmamış olsaydı, Kıbrıslı Türkler bırakın bugünün, 1960’ların da çok gerisinde olacaktı..
Yunan Darbesi olmasaydı, Türkiye müdahale edemezdi.
Bunu güneyde........© Kıbrıs Gazetesi
