Uzun yıllardan beri Kıbrıs Rum tarafı ile Yunanistan’ın destekçisi, aynı zamanda ‘Sözcüsü’ durumunda olan Avrupa Parlamentosu’nun, Kıbrıslı Rum kayıplara yönelik anıt yapılmasını öngören kararına tepkiler çığ gibi büyüyor. Bu konuda siyasilerin yanı sıra, çeşitli örgütlerin eleştirileri dikkate alındığında, Kıbrıs Türkü’nün yok sayıldığı gibi, kayıplarının da yok sayıldığı anlamı çıkmaktadır.

Başbakan Ünal Üstel, kararın geri alınması çağrısı yaparken, “AP kararı, Kıbrıslı Türk kayıpların acısını ve varlığını görmezden gelmekte, insani gerçeği tek taraflı bir bakışla yok saymaktadır. Kayıplar siyasete alet edilemez” dedi.

Kayıplar konusunun iki tarafın meselesi olduğunu belirten Üstel, Avrupa Birliği’nin bugüne kadar Kıbrıs Türk halkına vermiş olduğu hiçbir sözü tutmadığını anımsattı. UBP Girne Milletvekili Hasan Küçük de, Ada’da yaşanan trajedilerin yalnızca bir kesimin değil, her iki toplumun ortak acısı olduğunu söyledi. Küçük, bu tür tek taraflı yaklaşımların barış ve uzlaşı çabalarına zarar verdiğini kaydetti.

Konuya ilişkin en kapsamlı açıklamayı yapan Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Kıbrıs Türk halkının da aynı acıları yaşadığını ifade ederek, ailesinden örnek verdi ve özetle şunları vurguladı:

“1974’en çok önce, 1967 yılında annemin dayısı ve iki oğlu şehit edildi. Asker değil, sivildiler, masumdular. 1974’te babam, amcam ve dayılarım savaş suçu işlenerek şehit edildi. Cenazelerini alamadık, topluca bir çukura atıldılar. 33 sene cenazelerine ulaşamadık. Onlar KAYIP, biz de KAYIP YAKINI olduk. Ailece nasıl bir travma yaşamakta olduğumuzu anlatmaya gerek yok.”

Bu tür........

© Kıbrıs Gazetesi