DÜNYANIN SONU MU GELİYOR?: Bilinendir: İsveç’in Stockholm kentinde 1972 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında alınan karardan bu yana, 5 Haziran her yıl Dünya Çevre Günü olarak kutlanmaktadır… Amaç, yitip gitmekte olan çevre konusunda küresel boyutlu farkındalık yaratmak…
O günden bu yana çeşitli analitik yazı okudum… Çevrecilerin değerlendirmelerine bakıldığında, geride bıraktığımız 5 Haziran’da en heyecansız çevre kutlamalarının bu yıl yapıldığının ve o günkü gündemi çok daha başka dünya konularının işgal ettiğinin farkına vardım…
Çevre mücadelesinde bir havlu atma mı söz konusu?..
5 Haziran ortamının gündeminde özellikle de savaşlar vardı… Çevrenin en büyük yıkıcılarından biri olan savaşlar, çevre olgusundan ve duyarlılığından dışlanan yorumlar ve haberlerle irdelendi…
Çevrenin korunması konusunda dünya çapında farkındalık yaratılması ve eylemlerde bulunulması amacıyla yapılan etkinliklerin düşük düzeyli olmasının nedenlerini çevreyle ilgili umutsuzlukların ve düş kırıklıklarının giderek büyümesine bağlayanların çok olduğu da görüldü…
Umutsuzluk nasıl olmasın ki?..
Bireyler kadar devletler de çevre konusunda kim kime, dum duma havasında… Çevrenin idamesi, özellikle atmosferin sera gazlarından korunması bağlamında alınan uluslararası kararlara uymayan ve hatta o kararların alındığı tarihi toplantıları reddeder duruma gelen bir akım var artık…
İşte bu havanın moralsizliği içinde bu yılın 5 Haziran’ı insanları sarsan dünya olaylarının furyası içinde gürültüye gitti bir bakıma…
Oysa eko sistemleri mahvedilen dünyamızı sarmalına alan küresel ısınma artık soyut bir tehdit değil, bilim insanlarına göre matematiksel bir kesinlik.
60’tan fazla etkin iklim bilimcisinin katkı sunduğu bir değerlendirme raporuna göre, atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu tehlikeli bir seviyeye ulaşmak üzere… Küresel sera gazı emisyonları zirveyi gördü…
Imperial College London’dan iklim bilimci Joeri Rogelj, “Isı artışının 1 buçuk derece........

© Kıbrıs Gazetesi