Leymosun Türk halkının bağrından çıkan hizmet ve devlet adamı Ayhan Halit Acarkan’ı yitireli bir yıl oldu… Yıldönümü dolayısıyla sevgili oğlu Erol Acarkan telefonda arayarak, hüzünlü bir sohbette, değerli büyüğümüzle olan bazı anılarımı bir kez daha kendisiyle paylaşmamı sağladı… Acarkan abimizin Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı sırasında yaşadığımız Pile anısını benden yeniden dinlemek istedi… Ona anlattıklarımı şimdi burada da paylaşmak isterim…
***
1995 yılının sonbaharı idi… Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş bir vesileyle yurt dışında olduğundan, Cumhuriyet Meclisi Başkanı ona vekalet etmekteydi… Sabahın erken saatlerinde Cumhuriyet Meclisi’ne gelen bir grup Pileli Türk, ivedi olarak Meclis Başkanımızla görüşmek isteğindeydi…
Akşama dek randevularla dolu yoğun bir iş günündeydik… Ve bu vatandaşlar randevusuz gelmişlerdi… Kendi inisiyatifimle alınmış randevuları iptal edemezdim… Ayhan Bey’e telefon açtım ve ne yapmamız gerektiğini sordum… Heyetin sabahın o erken saatinde Pile’den gelmesi ilgisini çekmişti… “İlk iki randevuyu iptal et, mutlaka onlarla görüşmeliyim” dedi…
Girne’den Cumhuriyet Meclisi’ne gelir gelmez heyeti makam odasına aldı ve bana da tutanak tutma görevini verdi…
Çok dertli ve gergindi Pile’den gelen vatandaşlar… Birleşmiş Milletler himayesindeki Rumların bu köyde kurdukları hakimiyet nedeniyle büyük sıkıntılar yaşadıklarını örnekler vererek anlatıyor ve KKTC ile iletişim ve ulaşımda bile 1974 öncesi utanç barikatları skandallarını yaşadıklarını seslendiriyorlardı… Sorunlarının Cumhuriyet Meclisi gündemine getirilmesine ve bir kamuoyu oluşturulmasına ilişkin istençleri vardı…
Acarkan onları dikkatle dinledi, sorular sorarak sorunların derinliğine indi ve toplantının sonunda “Her şeyi gelip yerinde göreceğim… Akşama Pile’deyim” dedi onlara…
Onlar yanından ayrılır ayrılmaz da bana talimatını verdi: “Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nı ve Dışişleri Bakanlığı’nı ara… Öğleden sonra Pile’ye gideceğiz…........

© Kıbrıs Gazetesi