menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bugünkü sahtekarların ecdadı

52 32
26.10.2025

Halife Me’mun meraklı bir adam.

Bir merak çeşidi vardır. Kulağınıza bir kelime çalınır. “Ha?” diye sorarsınız. O ne dedi? Sen ne dedin? Nereye gitti?

Daha çok ‘yaş almış’ teyzelerde ya da aynı mizaçtaki bilhassa da kulağı ağır işiten huysuz ihtiyarlarda olur bu merak çeşidi.

‘Kocakarı merakı’ demek caiz midir?

Me’mun’un merakı öyle bir merak değil. İlmi bir merak.

Her türlü ilmi merak ediyor. Eski Yunan’dan ve Hint’ten kitapları Arapçaya tercüme ettiriyor.

Hiyeroglifi de tercüme ettirmeye çalışmış. Eyyub b. Mesleme Me’munun emriyle Mısır’ın dört bir tarafındaki piramitler, tapınaklar ve dikilitaşlardaki yazıtların kopyalarını çıkarmış. Yunanca ve Kıptice yazıtları çevirmiş fakat hiyeroglifleri çözememiş.

Michael Cooperson’un Me’mun kitabında (Küre Yayınları) ilginç bulduğum ve kitabı okumadan önce bilmediğim bir şey de Me’mun’un Keops Piramidi’ne saldırması.

Don Kişot’un yel değirmenlerine saldırmasına benzer bir saldırı değil bu. Halifenin derdi piramidin içinde ne olduğunu öğrenmek. Piramidi mancınıkla dövdürmüş fakat bir tesiri olmamış. Mısır ziyaretinde kendisine eşlik eden Antakya Başpiskoposu Dionysius’un daha önce keşfettiği tünele girmişler. Tünelin tıkandığı bir yerde ateş yakarak çatlamasını sağlamışlar. Çatlayan yeri genişletip ilerlemişler. Firavun’un mezarına kadar ulaşmışlar.

“Mezar odası ta antik çağlarda soyulmuş olduğundan Me’mun’a bulacak bir şey kalmamıştı. Ancak halifenin keşif gezisi tamamen sonuçsuz kalmadı. Kayadan oyarak........

© Karar