Bir röportajın tarihi…
Fatih Altaylı’nın Öcalan’la Lübnan Barelias kasabasında yaptığı röportaj PKK’ya yakın bir sitede yayınlandı.
Daha önce de röportajdan çeşitli bölümler internete düşmüştü.
Röportaj sırasında çekilmiş bir fotoğraf 2008’de yine dolaşıma girmiş ve üzerinde konuşulmuştu.
Ama röportajın tamamı ilk kez yayınlanıyor.
Bunu Öcalan PR’ına bağlayan, zamanlama manidar diyenler oldu.
Kim ne kadar farkında bilinmez ama karşımızda önemli bir tarihi belge var.
Öcalan, sadece 47 yıldır Türkiye’nin mücadele ettiği bir örgütün lideri değil, 1990’lardan beri yani son 35 yıldır devletin müzakere ettiği de biri.
Türkiye’nin son 40 yılındaki her şekliyle devleti, siyasi ve askeri liderleri tanıyan, onlarla temas kurmuş, müzakere etmiş yaşayan bir tanık da.
Altaylı mülakatında Öcalan’ın sırayla devrin Başbakanları Mesut Yılmaz ve Erbakan ile temaslarını öğreniyoruz. Ama bizzat bu röportajın kendisi de bir başka devlet-PKK diyaloğunun parçasıydı.
O anlamda tarihi bir belge var karşımızda.
Bunu açmadan önce röportajın hangi bağlamda ve tarihsel dönemde yapıldığına bakalım.
Röportajla ilgili haberlerde bunun 27 yıllık yani 1997’da yapılmış bir röportaj olduğu yazıldı.
Fatih Altaylı, bu röportajla ilgili 2008’de yazdığı bir yazıda röportajı 1997’de yaptığını söylemişti. 2023’de yazdığı bir yazıda ise 1998’de yaptığını söylemişti.
Bağlamı göstermek için tam tarihi önemli.
Askında röportajda tam tarihiyle ilgili bir ipucu var.
Öcalan, konuşmasının bir yerinde dün izlediği Mesut Yılmaz’ın Susurluk çetelerini kırk haramilere benzettiği bir konuşmasından bahsediyor. O konuşma 18 Aralık 1996 tarihli Yılmaz’ın Meclis bütçe konuşması.
Yani röportajın tam tarihi 19 Aralık 1996.
İktidarda Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi koalisyonu var. Başbakan da Erbakan.
Altaylı Hürriyet yazarı ve Kanal D’de de Teke Tek’i yapıyor.
Ama henüz laiklik krizleri yok, Müslüm Gündüz-Fadime Şahin skandalları patlamamış, Sincan’daki Kudüs Gecesi yapılmamış…
Yani Susurluk Kazası’ndan sonra, 28 Şubat’tan önceki ara bir dönemde yapılmış.
Röportajdan, Altaylı’nın daha önce de Öcalan’la görüşmeyi denediği anlaşılıyor.
Bunu anladığımız yer önemli, çünkü orada 1996’daki dört aylık kısa Başbakanlığı sırasında Mesut Yılmaz’ın da Öcalan’la temaslarını bizzat Öcalan’dan duyuyoruz:
“Fatih Altaylı: Mesut Yılmaz’la mektuplaşmanız oldu. Siz ona bir mektup yazmıştınız, o size cevap yazdı mı yazmadı mı o belli olmadı. Ben Lübnan’a gelmiştim, sizle telefonla görüşmemiz olmuştu. Siz umutluydunuz sanki Mesut Yılmaz’dan. Ne oldu sonra, bir adım atılabildi mi?
Öcalan: Sonra gitti bir iki konuşma da yaptı. Kürt meselesini ille de çözeceğiz diye. Sonra ne yaptığı ortaya çıktı. Bilinen suikast ortaya çıktı.”
Bunun arka planını biraz daha geriden alıp anlatmak gerekiyor.
PKK’nın ilk ateşkes ilanının tarihi 17 Mart 1993.
Esas olarak bu ilk çözüm süreciydi de. Özal’ın girişimitle yapılan, Cengiz Çandar’ın arabulucu olduğu, meşhur Talabanili, Ahmet Türklü basın toplantısıyla duyurulan ateşkes.
Özal’ın Nisan 1993’de ölümünden sonra da bu süreç Demirel tarafından sürdürüldü. 1993 Mayıs MGK’sından kapsamlı bir PKK’lılara af tavsiye kararı çıktı. Tam Başbakanlık yasa için hazırlık yaparken, aynı gece 33 Er katliamı yaşandı. Ve bu süreç kanlı bir dönemi açarak kapandı.
PKK ikinci ateşkes ilanını yine bizzat MED TV’ye bağlanan Öcalan’ın ağzından 15 Aralık 1995’de yaptı.
Peki ne olmuştu da bu kararı vermişti?
24 Aralık 1995’de Türkiye seçime gidiyordu. Başbakan Çiller’di. Bir ara Kürt meselesine çözüm için Bask Modeli de önermiş Çiller, seçime doğru, Talabani üzerinden Öcalan’a haber göndermiş, iddialara göre Hikmet Çetin üzerinden temaslar olmuş ve Öcalan seçime gidilirken ateşkes kararı vermişti.
Seçimlerden iki dikkat çekici sonuç çıkmıştı: Refah Partisi birinci olmuştu ve askeri operasyonlar, köy boşaltmalar, faili meçhuller, tutuklamalara rağmen HADEP 1milyon 171 bin 623 oy almıştı.
Bu büyük rakam PKK’nın sadece askeri yöntemlerle bitirilemeyeceğiyle ilgili devlette bir fikrin yerleşmesini sağlamıştı.
1995 seçimlerinden sonra ANAP-DYP Hükümeti kuruldu ve Mesut Yılmaz başbakan oldu.
Yılmaz da PKK ile müzakereyi denedi.
Daha sonra PKK’nın açıkladığı belgelerden öğrendiğimize göre o sırada Msut Yılmaz’a danışmanlık yapan Işıl Alatlı (Alev Alatlı’nın kardeşi) 16 Nisan 1996 günü Brüksel’de PKK’nın Avrupa sorumlusu Abdurrahman Çadırcı’yla buluştu. Yılmaz’ın ve Genelkurmay’ın mesajını iletti.
İşte Altaylı’nın Öcalan’a sorduğu ve Öcalan’ın umutlu olduğu temaslar buydu. Gerçekten de Yılmaz, Kürt meselesinin bitirilmesiyle ilgili konuşmalar yapmıştı.
Bu temasları bitiren ise 6 Mayıs 1996 günü Şam'da Öcalan'a çok yakın bir yerde C-4 ile bir minibüs patlatılması yapılan başarısız suikast girişimi oldu.
Arkasında Yeşil olduğu söylenen bu suikastı o günler de PKK'ya yakın olan Yalçın Küçük'ün Ankara'daki bir siyasetçiden öğrenip (Mesut Yılmaz olduğu iddia ediliyor) Öcalan'a ihbar ettiği ileri sürülmüştü.
Öcalan o suikast girişimi gecesi MED TV’ye çıkıp “biz barış, kardeşlik diyoruz, bu savaşı bitirelim diyoruz, karşılığında bomba alıyoruz” demişti.
Sonra ANAYOL Hükümeti çöktü ve 28 Haziran 1996’da büyük tartışmalarla REFAHYOL Hükümeti kuruldu ve Başbakanlık koltuğuna Necmettin Erbakan oturdu.
Ve gelenek sürdü. Bu kez Öcalan ve PKK ile temas sırası Erbakan’daydı.
Fatih Altaylı’ya verdiği röportaj sırasında bu temasların hala sürdüğü anlaşılıyor.
O dönem çok........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon