menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hınca hınç dolan cezaevleri neyi anlatıyor?

17 1
20.05.2025

Türkiye, vahim bir “cezaevi yetersizliği” tablosuyla karşı karşıya…

Cezaevleri 7 doluluk kapasitesiyle çalışıyor; yani mevcut kapasiteden 7 daha fazla mahkum var.

Toplam 297 bin kapasiteli 396 cezaevinde kalan kişi sayısı, yaklaşık 405 bine ulaşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine çıktı. Bu sayı, aralarında San Marino, İzlanda ve Andorra’nın da yer aldığı 24 ülkenin nüfusunu geride bıraktı. Yani 113 bin kişiye aslında cezaevinde yer yok. Bu sebeple bazı cezaevi koğuşlarında mahkumların adeta “istiflenmişçesine” yattıkları belirtiliyor.

“Cezaevlerine kapasitelerinin üzerinde mahkum yerleştirilmesi,” esasen ülkelerin güvenlik ve adalet sistemlerinde köklü yapısal sorunların varlığına işaret eden bir olgu ve başlıbaşına bir “azgelişmişlik göstergesi…”Yüksek cezaevi doluluk oranları, tek başına bir fiziksel kapasite yetersizliği değil; OECD kriterleri çerçevesinde “hukukun üstünlüğü”, “kurumsal kalite” ve “yönetişim endeksleri” gibi kriterlerle birlikte düşünülmesi gereken, sosyal politika ve önleyici sistemlerdeki yetersizliği ve ceza adaletindeki tıkanıklıkları ortaya koyan patolojik bir durum.

Bu bağlamda cezaevleri mevcut kapasitelerine göre; İskandinav ülkelerinde u-80, Batı Avrupa’da -90, ABD’de 0-110, Türkiye’de 5-140, Latin Amerika ülkelerinde 0 ve Afrika ülkelerinde 0-160 oranında mahkum barındırmakta…Bu çerçevede bakıldığında, Avrupa’da nüfusuna göre en fazla tutuklu ve hükümlü sayısı ve yoğunluğunun Türkiye’de olduğu görülüyor. AB normlarına göre cezaevleri doluluk oranının ’in üzerine çıkması, “alarm verici” ve önlem alınması gereken bir işaret olarak kabul ediliyor.

Meclise sunulma aşamasındaki “10’uncu yargı paketi” taslağında, cezaevi nüfusunun azaltılmasını sağlamak üzere, mahkumların cezalarını olabildiğince cezaevinin dışında çekmelerini sağlayacak yeni infaz düzenlemelerinin yer aldığı ifade ediliyor. Bu konuda, öncelikle mevcutta 3 yıl olan ceza sınırının 5 yıla çıkarılması öngörülüyor. Ayrıca bu kapsamda bazı suçlar için düşünülen “konutta infaz,” “geceleyin infaz” ve “hafta sonu infaz” uygulamalarının amacı, mahkumun daha çok dışarıda kalması yoluyla ceza süresini tamamlamasını sağlamak. Sonuçta işlediği suç nedeniyle hapse mahkum olan kişiye, cezaevinde yer olmadığı gerekçesiyle cezasının önemli bir bölümünü, fiilen hapiste yatmadan geçirme yolu açılmış........

© Karar