menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir “dolandırılma,” iki “cinayet” ve var olmayan adalet

17 0
11.07.2025

Sosyal medya, bir kaç gündür, bir dolandırıcılık ve cinayet haberiyle çalkalanıyor:

“Kocaeli'de 1 milyon 600 bin TL'lik arabasını almak isteyen kişilerin, sahte evrakla parasını ‘ödenmiş’ gibi gösterip noterde satış işlemini yapmaları sonucunda dolandırılan ve hukuk mücadelesinden sonuç alamayan İzzet Kalyon, 4 ay sonra dolandırıcı baba ve oğlunu pusu kurarak öldürdü.”

“Cinayet öncesi yaptığı videolar yeniden gündem olan Kalyon'a sosyal medya üzerinden oldukça fazla destek geldiği görüldü.”

Dolandırılma tarihinden cinayetin işlendiği tarihe kadar geçen süre içinde, konu şikayet üzerine adli makamlara intikal ettirildiği ve mağdur bir çok kapıyı çaldığı halde, ne kaptırdığı parayı geri alabiliyor, ne de kendisini dolandıranlar hakkında adli makamlarca herhangi bir işlem yapılmasını sağlayabiliyor.

Mağdurun, cinayeti işlemeden önce çeşitli defalar sosyal medyada yayınladığı videolarda, bir taraftan resmi mercilerin ilgisizliğinden serzenişte ve yakınmada bulunurken diğer taraftan sarfettiği şu sözler, hayli dikkat çekici..:

“Dolandırıldım ve hiç bir çözüm bulamıyorum. Sayın savcım! Artık gidin, bu sahtekârı yakalayın! İlla, bu şahsı birisi öldürecek de ondan sonra cesedini mi teslim alacaksınız?”

Mağdur, sözleriyle basbayağı kafasına koyduğu cinayeti ima edercesine, olayın ne kadar vahim boyutlara ulaşacağını önceden haber vermiş oluyor.

Süreç boyunca, mevcut yargılama ve ceza sistemi çerçevesinde; edilgen, kayıtsız ve aldırmaz bir tavır izleyen devletin güvenlik ve yargı mercilerinin sorumsuz tavırları nedeniyle olay bağlamında ortaya çıkan vahim ve akıl almaz sonuçlar:

-Saflığı veya dikkatsizliği nedeniyle dolandırılan şahsın, kendisine zarar verenlerin hayatlarını, ölüm gibi ağır ve orantısız bir ceza ile sona erdirmesi,
-Bedeli ölümle ödenen kanlı infazın duyurulduğu sosyal medya hesaplarında; haber mesajının altına yapılan yorumların yaklaşık ’inin yapılanı doğru bulmaları, katili takdir etmeleri ve desteklemeleri,
-Katilin cezaevine götürülüşü sırasında, adliyenin önünde toplanan, çoğu ilgili şahısça daha önce dolandırılanlardan oluşan kalabalığın, alkışlar eşliğinde tezahüratta bulunarak kendisini uğurlaması…

Bütün bu dramatik gelişmeler ve yansımalar; Türkiye’de yaşanan güvenlik ve adalet krizi, vatandaşların hukukun üstünlüğüne ve devlete olan güvenlerinin kaybı, şiddet kullanımının ve cinayetin böyle bir olayda meşru ve yerinde bir çözüm yolu olarak uygun görülmesi açılarından hayli acı ve düşündürücüdür.

Bu olay, Türkiye’de her gün binlercesi gerçekleşen “kandırılma” veya “dolandırılma” olaylarından sadece bir tanesidir.

Ceza yargılama mevzuatında ve ceza yasasındaki boşluklar ve yetersizlikler bir yana; ticaretin işleyişini düzenleyen kurallar da dürüst insanları, sahtekâr ve düzenbazların hile ve tertiplerine karşı koruyamıyor. Kişilerin bu........

© Karar