menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Arslanköy, bulutların içindeki yayla…

22 15
28.05.2025

Eskilerden elbette Arap Usta, Abdülhayr Usta, Ciğerci Kemal veya Can Can Fikri diyecekler de vardır ama Ciğerci Sait’teki lezzet çok farklıydı. Sait’in dükkânı küçücüktü, üç masa sığdıramazdınız, Sait ise dükkânının aksine kocaman bir adamdı, hep siyah şalvar üstüne beyaz gömlek giyerdi, kafasını da usturayla parlatırdı.

Gülsel teyzemin tek katlısının yanındaki boş arsada “Optimus” marka bir lüküsün ışığında tütün dizmeye başlandı mı, bizim Gümenüz’den Arslanköy’e gitme vaktimiz geldi demekti. Tütün hevenklerinden geceye yayılan kokuyu hâlâ duyarım, hevenklerin asıldığı keviklerin ise bazen rüyâlarıma girdiği de olmuştur, teyzemin oğlu Ali Fuat söylemeseydi, onca yıl sonra hiç aklıma gelmezdi, çünkü havyarcıların ırmak ağızlarında kullandığı kancaların körelenlerinin dahi tütün hevenklerinde kevik olarak kullanıldığını unutmuştum. Gümenüz’den Arslanköy’e giderken ise, Sabiha Hanım’ın ahşabı, kedisi Mestan’ın yavruları, kendisinden önce motosikletinin sesi gelen Akif Buharalı’nın yazlık sinemasındaki şamata, bu arada ismini kimsenin anımsamadığı kışlık sinemayı Alaadin Çakır’ın yaptırdığını oğlu Alihan’ın bana yazdığını belirteyim, Güven Turan’ın teyzesi Nermin Genç’e akşam çayına gittiğimiz avludaki traktör ve hep boz renkli önlüğüyle gazete sayfalarından külah yaparken gördüğüm Hamza’nın kaynana şekerleri, gecenin karanlığında otobüsün pencerelerinde benden hiç ayrılmayacaklardı.

Güven Turan ile hısımız, teyzesi Nermin Genç’i ziyâret ettiğimiz karşımızdaki büyük ev aslında Bekir Efendilerin yahut Arabın Bekir’inin ahşabı olarak bilinirdi, Nermin teyzemiz, ‘27 doğumluydu galiba, Bekir Efendi’nin çocuklarındandı, Güven Turan’ın annesi Sabriye teyzemiz de öyle, Nermin teyzemizin ablası, aile Gerze’de Sağır Arifoğulları veya Arabzâdeler olarak bilinirmiş. Buradaki Arabın Araplıkla en ufak bir ilgisi yok, Kırım’daki Arabat köyünden geliyor, bildiğim kadarıyla Sağır Arif’in zevcesi Zehra ninemiz Arabat köyündenmiş, ailede orada tuz ticâretiyle uğraşıyor. Arabat Gerzelilerin ağzında bazen Arab bazen de Arat oluvermiş. Biliyorum, şu Arabat çoğunuzun aklını karıştırdı, evet, aslında aklınıza gelen şey doğru. Bolşevikler ‘44’te tren katarlarıyla Tatarları sürgüne göndermelerini votkayla kutladıkları gece Arabat’ta epeyce Tatarı unuttuklarını fark ediyorlar, durum hemen Bodan Kobulov’a intikal ediyor, ne var ki trenler yola çıkalı epey olmuştur. Sıkıysa bunu Stalin’e söyle, mümkünü yok affetmez, büzüğü üç buçuk atan Kobulov’un talimatıyla Arabat köylülerini bir gemiye doldurup gemiyi Azak Denizi’nde batırıyorlar, Arabat’tan kim var kim yok hepsi boğularak ölmüş.

Sağır Arif’in oğlu Arabın Hüseyin’in Gümenüz’e yerleşen ilk Gerzeli olduğunu söyleyenler de var, onun evlâdlarından Arabın Bekir’in de, sonuçta Sağır Arifoğulları Gümenüz’ün kurucu ailelerinden. Güven Turan ile hısımlığımız ise Arabın Bekir tarafından, dedemin ve anneannemin onlardan daha sonra Gümenüz’e geldikleriyse kesin. Ahşapların karşılıklı kondurulmasının nedeni de hısımlık olmalı. Neyse, bu fasla bir başka yazımda yeniden döneceğim, Gümenüz derken otobüsümüz çoktan Gülek Boğazı’nın başındaki lokantaya varmış bile, dışarıya iniyoruz, hava buz gibi, oradaki çeşmeden su içeninse dişleri elinize dökülüverir. Yarım saat sonra kalkıyoruz, sabahın körü ya, radyoda “Yurttan Sesler” var, “Ayva çiçek açmış yaz mı gelecek / Gönül bu sevdadan vaz mı geçecek / Bana ettiklerin az mı gelecek / Yandım Allah yandım yandırma beni / Derin uykulardan kaldırma beni / Seviyorum diyerek kandırma beni”, ben bile neredeyse şıkıdım şıkıdım oynayacağım. Gülek Boğazı’na tarihçiler “Kilikya Kapısı” demeyi seviyor, yol da Roma devrinde “Via Tauri” olarak bilinirmiş. Dağların arasında daracık ve çok tehlikeli bir yol, vaktiyle bir “Yedi Virajlar” mevkii vardı ki, sormayın. Yolculardan kusan kusana, sonra birden düzlüğe inip, sağa sapılıyordu, solunuzda deniz, sağınızda portakal bahçeleri, sizi doğruca Kleopatra Kapısı’ndan........

© Karar