Temeldeki sorun
Türkiye’de hiç böylesi olmamıştı. Bir partinin il başkanlığına kayyım tayin edildi ve kayyım polis eşliğinde gidip il başkanlığı koltuğuna oturdu.
Partililer, partili milletvekilleri partilerinin binasına giremediler, polis barikatı engelledi.
CHP İstanbul il merkezinden bahsediyorum tabii.
Denilebilir ki, polis yargının kayyım kararını uyguladı…
İlk düğmeyi yanlış ilikleyince böyle oluyor, arkası hep yanlış geliyor. İlk yanlış kayyım atamaktı. Kongrede, kurultayda yolsuzluk olmuşsa, ceza soruşturması açarsın. Kongre ve kurultay sorunlarına ise Seçim Kurulu, nihayet YSK bakar.
Fakat yanlış iliklemeler ilanihaye sürdürülemez. Mesela ekonomide enflasyon patlar…
Siyasette bir noktada hukuku aşmak artık mümkün olmaz.
CHP’de delege talebiyle olağanüstü kurultay toplanması yolunu açan YSK kararını, İçişleri Bakanlığı da Asliye Hukuk mahkemeleri de aşamaz.
Er veya geç delegelerin ne dediği olacak.
Muhalefeti yargı eliyle “silkelemek”, 19 Mart’tan itibaren ekonomiye zarar veriyor; yani İmamoğlu ve 104 arkadaşının tutuklanması…
Çünkü yatırımcı, eğer siyasetin hukuka etkisini görüyorsa, oradan kaçar.
Nitekim 19 Mart olayı üzerine, ekonomi dünyasının gazetesi Financial Times, hukuka güvensizlik yüzünden “Şimşek’in kazanımları boşa gitti” diye haber yapmıştı. (20 Mart)
Ekonomi haber kanalı Bloomberg “yatırımcı şokta” diye haber yapmış,........
© Karar
