menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İslam düşüncesi nereye?

315 0
26.08.2025

Tarihimizde Diyanet hiç bu kadar tartışma konusu olmamıştı.

Hutbelerde partizanlık yapılması ve“asrın idrakine” aykırı fetvalar eleştirilere yol açıyor.

Son tartışma konusu, “kız çocukların mirasta yarım hisse” alması… Evet,

Kur’an-ı Kerim’de bu hüküm var. Şahitlikte de “bir erkek, iki kadın” kuralı var.

Diyanet, Selefi bir yorumla, böyle konuları tekrarladıkça, pek çok kimse tepki gösteriyor.

Geçmişin uzak asırlarında, kadının “süje” yani hak sahibi değil, “obje” yani eşya sayıldığı, hiç miras ve mülk sahibi olmadığı dönemler yaşanmıştı. Modern Medeni Kanunların ilk örneği olan Code Napoleon’da, kadın kocasının vesayeti altına veriliyor, erkeğe “geçim sağlama”, kadına “itaat” görevi yükleniyor, “Karı, kocanın izni olmadan hukuken hiçbir işlem yapamaz” deniliyordu. (Madde 509)

İslam, kadının sadece “obje” olduğu cahiliye toplumunda onu “süje” haline getirerek büyük bir ilerlemeyi gerçekleştirdi. Klasik İslam kitaplarında bedeni işleri ve aile ihtiyaçlarını erkeğin yüklendiği, bu sebeple mirasta “ikiye bir” kuralı olduğu anlatılır.

Batı’da da kadınların hak eşitliği düşüncesi, eğitim ve sosyal hayata katılmalarıyla 18. Yüzyılda ortaya çıktı. İslam dünyasında tartışmalar 19. Yüzyılda başladı.

Kazan Türklerinden büyük âlim ve mütefekkir Musa Carullah, “Hatun” (Kadın) adlı eserinde aynı sosyolojiyi anlatır. “Sosyal hayatın nizamı ve esasları değişirse bu paylaşımın........

© Karar