menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Simülakr çağında dindarlık: Estetikten yüzeyselliğe çöküş

25 17
30.05.2025

Mevsimi geldi. Gösteriş budalası muhafazakâr düğünleri gözümüze gözümüze girer artık. Her şeyin fazlaya kaçtığı bu mevsimsel gösteride, abartı bir sadakat nişanesi gibi sunulur. Tüm bu görmemişliğe devamlı suretle şahit oldukça, duyduğum tiksintiyle yazıyorum bu satırları.

Görünüşün bile baştan savma olduğu bir çağda derinlikten söz etmek, çoğu zaman fazlalık gibi algılanıyor. Oysa mesele yalnızca estetikte değil, yapının tümüne sinmiş olan çürümüşlükte gizli. Bu büyük dönüşümün en derin nedeni, güçlendikçe ahlaki değerleri terk eden bir iktidar prototipinin sistematik hale gelmesidir. Ahlakı sadece muhalefetteyken hatırlayan, iktidardaysa onu makyaj malzemesine çeviren bu yapı, muhafazakârlığı bir iç disiplin değil bir dış kontrol aracı olarak yeniden biçimlendirdi. Dindarlık artık bir kamusal düzen mekanizması. Bir değer değil bir dekor unsuru olarak işlev görüyor.

Dindarlık bir vakitler susarak bile çok şey anlatan, tevazusuyla konuşmadan sarsan bir varoluş biçimiydi. Çekinerek değil çekerek yaşanan o hayat, sözü uzatmaz fakat derinliğe çağırırdı. Bugünse görünüyor ama görünemiyor, çok konuşuyor ama bir şey söylemiyor. Dindarlık artık başkalarında hele hele genç nesilde hiçbir duygu uyandırmıyor. Ne bir iz ne bir saygı ne de bir merak... Çünkü hakikatin yerini temsil, temsilin yerini taklit, taklidin yerini tekrar aldı. Bu fasit döngüde herkesin bildiği, gördüğü, duyduğu ama kimsenin hissetmediği bir inanç biçimi kaldı elimizde.

Bir zamanlar inanç, zorluklar ve onlara karşı geliştirilen mukavemetle örülür ve iç muhasebeyle derinleşirdi. Şimdi ise her şey hızla erişilebilir ve herkes her şeye anında sahip olabilir. Dindarlık da bu hız ve kolaylık çağının sıradan bir tercihi haline geldi haliyle. Zorluk azaldıkça anlam gevşedi. İnanç yaygınlaştıkça, derinliği silindi. İktidar da muhafazakârları yükseltmedi, yüzeyselleştirdi, özgürleştirmedi tekrar etti. Bilge Aliya’nın dediği gibi “ahlak yoksa din yorgun düşer”. Bugün ahlakın yerini normlar, normların yerini de klik beğenileri........

© Karar